Dünyamın hoşgörülü şadırvan avlusu.
Senle dolmuş ey hayallerimin son arzusu.
Ahlarım, yabani bir güvercinin yanık uğultusu.
Sadece senden ürkmem, ciğerimi eriten ey ahu.
Konayım tarih kokan camilerinin kubbelerine.
Hüzünlü dertlerimi def eden ilacım, ilahi sesinde.
Ey, vatan!
Ne güzel sevgilisin.
Var seni milyonlarca ölümüne sevenin.
Leyla dahi bu kadar sevilmedi.
Leyla’yı sadece Mecnun sevdi.
İhanet saklı gülüşüne kandım.
Ülkemin nadide bahçesini sana ayırdım.
Seni, gül sular gibi aşkımla sulardım.
Attığım her adımda Leyla’m diye anardım.
Güne ,aylara senin adını verirdim.
Günün geceye gebe olduğu saatler.
Duygularımın kabarmaya başladığı vakitler.
Güneş dağların ardından bana göz kırpıyor.
İçimde huzur veren ılık bir serpinti yağıyor.
Mavi göğün yüzünde beliriyor kızıl fırça darbeleri.
Fotoğraflar hayatın özeti,
Unutulmaz anların donuk deseni.
Yaşanır duyguların dört mevsimi.
Fotoğraflara baktığında
Yolculuk edersin zamanda.
Hani bırakıp gitmeyecektin,
Nerede sevgi dolu yüreğin?
Hani her şeyindim, seviyordun;
Kanadım kolumdun?
Sevgin yağmur olup yağardı hayatıma.
Gidiyorsan git bir an önce.
Yolun açık olsun durma öylece.
Kapım gibi gönlüm de sana engel değil.
Sensiz yaşamak yüreğime zor değil.
Sen olmadan güneş doğmaz,
Zil ayrılığı çalıyor koridorlarda.
Gri bulutlar ağlıyor semada.
Yapraklar hüzünle sararıp dökülmüş yere.
Acı taneleri serpiliyor yaprakların üstüne.
Bir varmış bir yokmuş tadında,
Evet, itiraf ediyorum!
Çok seviyorum
Ve bir o kadar da kıskanıyorum
Göçmen kuşlarını,
Mesafeler kat ettiren kanatlarını,
Yaşamla ölüm arasındaki yolculuklarını,
Ey sevgili!
Sensiz de
Senli de
Yaşmak,
Kederli mi kederli.
Aya benziyorsun besbelli.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!