Bütün terk edilmişlerin babasıyım
Acı,hüzün, ayrılık gibi binlerce çocuğum var
Çok çalışıp çok sevmeliyim aşk
—usul usul uslarımı aldı kader
Aralığında bıraktı benimsemediklerin
Kitabım varken gidip fotokopi okumam.Bütün kitapçılarda değil, yalnız yüreğimin kitapçısında..Beyaz desenli,alev renkli, arzu renkli, şule şule ışıltılı…Son kitabımsın.Sonlarımın hepsi sana yazıldı.Yazgım kadar yazı, aşkım kadar aşk, sonum kadar bir sondun.Bu yüzden bu aşkın vedası yasaklı.Veda etmek, gitmek, ayrılık, hüzün, gibi can kırıkları filmimiz yok sevgilim.
Senden sonra başka güzellere kör, güzel sözlerine sağır, baştan alıcı tavırlarına lalım.
İnsan,sevince kendisi olmaktan çıkar, sevdiği olur.Onun gibi düşler, yürür, onun gözleriyle bakar, gülümser.
baharı sundular ben yazı yaşarken
yazıldım gül yaprağına
dikenleri kalem
seni yüreğime alem
imkansızlığa çin seddlerimi ekledim
ekildim gönül tarlana
-ben ağırım,bağırım, akisim seninle
Senin ağırlığını taşıyacak taşınmazlık bilinmezlikte …
can eriten bakışının ilk filmiyim
salına salına ilk kezlerimize sarılışın oynanıyor
Ebruli hüzünlerimi saran bir sızıydın. Bir aşk ile bin aşka alevini sunan ömrün gizil adıydın.
. Hangi ömrün çiçeğin kokun yanar içimde.Kadınsal ışıltının aydınlığına bürünür gecelerim.
*Bir öpücük sahilinde dalgalarını öptü algılarım.
Yarın ve yârin üzgün
Hal ol, kalmalar hayıflığına
Eksilen ışıklarını toplasın bakışın
Ödenmez sevgiler ödesin selviliğin
Yaban çiçeğinin yapraklarında buluştursun sensizlik
yalnızlık tınısı siner bağrımdaki isimsiz özleyişe
Çok sesli algıların diline dolanır egonun dilsiz cümleleri
Hicranı çalınmış türkünün bağıllarında ağlar bağlamam
Alazlarını kaçırdığın son bakışında dillenir kavuşmanın kavuştağı
Ben yazar, erkan oğur söyler
23.23.2012
-Gidişler dizilmiş bağrım üstüne. Sensizliğin son katında son nefesim kadar yıldızların var kavuşma avuçlarımda.
En bilindik öykümde haykırıyorum sana. Hani, sen salına salına geliyorsun dergi toplantısına. Ben derginin yazıları içinde kaybetmişim kendimi.Ayak seslerin aşka çağırıyor, sen yürüdükçe içimdeki aşka aç çocuk haydi şair, kaldır artık şu başını, şimdi başını döndürecek senden bir ömür çalacak şu güzel bak diyor.
-Başımı kaldırıyorum, göz göze geliyoruz. Gözler görülmüş bütün bakışları yüklüyor, içimizde sevdaya dair ne varsa orada daire çizip duruyor. D
Dünya sağır sesine, ben sağır sultanın babası.
Aşkımızı sorguluyor sorgu melekleri. Demek aşkımız mevta olmuş sevgilim.
-Oysa “ öz”lerin özlerimde sırlar bırakmış .Oysa özlerim seni.
Heceye katranlarını sür, sürgün ve süreğen olduğun yalnızların alfabesinde.
Ayrılığın hüz’zamında beni ara zamansızlığın kuyruk ucunda.
23. 23.2010
Nerden bilebilirdim ki bıraktıkların füzyonla eşdeğer olup içimde atomları besleyeceğine.
-Her gün beni Hiroşima’ya çeviren hasretinin tinlerindeyim.
Beni anlamaz oldu algı ve felsefi uyanış. Yoluna serdiğim gönlümün magmasında buzulların oyun oynuyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!