Çakallar, reziller
ağıtın yöneticileri
örgütlemişler kötüleri
ve ağlatmışlar gülen Buğdayı
ve çalmışlar baharı, rütbenin hırsızları!
Mezopotamya yım ben
uçsuz bucaksız rüyalar gibi,
Sabahım, iki kaş altından
Zagrostan dogar
ve Çöle iner gecelerim.
Bir yigittir Güney dogumda Anadolu.
Önce cahil,
sonra yoksul bıraktın
ve ayaklarım çorap içine girelden beri
kokuşmuş düzeninin hambalı oldum
Ne çok maruz kaldım, uyduruklarından
Issız yoldan geçerken
Güzelim,
Ceylanım!
On sekizlik sevdam
kırık kanadıma
Cellat kafayı takmış bir kere!
Pezevenkler yedi bölgemde,
Yigit ölümü!
Hava gittikçe ağırlaşıyor,
Leylekler, Nil Havzasına çoktaan indiler bile!
Geride kalan Sığırcık Serçe ve Martılar,
Kanat çırpıyor açlığın havada ki zulmüne!
Kaçak dövüşüyorum öyle mi?
Bir sıkımlık canımla, ne halt etseydim ya
Kormayım öyle mi?
Baksana dağı deviriyor adımı!
Gözümde büyütüyorum öyle mi?
Memleketim, yokmuydu seni seven
Işin bilen gelir geçer yel gibi
Eyvaah ki eyvah dedirten bu düzen
Yıkıp gider Bendimizi sel gibi
Yukarıdan iner zulmü zalimin
Islam alimleri aynı nakaratta
„İslam; hoşgörü, sevgi, sayğı birleştirici
bilhassa ayrıştırmayandır“
Böyle dediler,bize
böyle duyduk!
Ve kendilerinden olmayanların
Özgürlüge hasret
Sokakta bir Kadın,
kaderin önüne geçmiş
dizine vura vura, gözün kör ola diyor!.
Dilim,
Kör bıçak çıkmışsa ortaya
Çatal kılıç uyurmu kınında?
Isyandır bu
Sis içinde kana kesmiş susuzluğumda!
Hayat böyledir bende.
Konuş be Ahiret!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!