Alexander Graham Bell
ve
Thomas Alva Edison,
ikinizden de bıktım!
Telefon başında Bozlak dinleterek
Düşlerimi Ay ışığının sardığı yerde
Oturup ileri geri laf edesim geliyor
Özlem ne tuhaf bir hastalık
tutar kendini döver,
Ayakları tersine basar
Ve tırnakları coa gelip
Masal Masal içinde! !
Elma sinkaaaf yasak dedi
Aç ölenler!
Tok olacakmış
öte geçenin midesizleri dedi!
Ellerin öyle piski
lütfen, dokunma acılarıma!
Kirli büyüyecegim yüzünden
git buralardan, giiittt giitt
yarım kalacak hayallerim yoksa!.
Bir gün
yani o gün
zıpladı iki dizini kırarak
zıpladı üst noktaya
düştü üstüne, siyah beyazlı yavrumun.
Kemik sesi duydum
Kadınlar,
Gözü kirpiğine haram kadınlar
geceden yürür Güneşe
Zöhre yıldızıdır onlar
Seher vakti ayaklarına düşende!
Ince Sızım,
Konya Ovasında gökyüzü, sanki uçsuz bucaksız!
Toprak, taa bin metre öteden
kendine gömülü yumurtayı görecek kadar düz ve bereketlidir.
Hele Baharın gelmeye görsün
Abidin Paşa´ya Salı Pazarı gelende,
Asfaltın toprağa düşen yanına
tek Tornetliler ayak direrdi
Hamis Bakkalsa tuhaf biriydi
Seyyarın önünde durup geçmesine
gün görmedik laflarla söverdi!
Kar geliyormuş,
TRT yedi haberinde söyledi
Varoşlara inecekmiş
Don bekleniyor memleketin sağında.
28 Haziran 2016 da Atatürk Havalımanında ki patlamalar için...
Saat 18.30
Düsseldorf pistinde
dörtyüz gergin yüz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!