epeydir hiç olmadığı kadar seni düşünüyorum baba
dokuz on yaşlrındaydım büyük ihtimal
disiplinin, babalığının hep önünde giderdi ya
gözlerinle buluşunca gözlerim
öyle tatlı bir huzur dolmuştu ki yüreğime
önce çok şaşırdım meğerse aşk buymuş
anlamakta geç kaldım
şimdi canciğer yaşayıp gidiyoruz
en çok püren çiçekleri açtığında sevdim
yağmur ıslattığında mersin yapraklarını
baharla durulduğunda derenin sularını
babamın duvarda asılı rengi solmuş
Yine buğulu gözleri Akdenizin,
Toros’lar papatya ve gelincik şenliğini beklemekte
Begonviller yeni uyanmış, ılık esintiler zülüflerini tarar
Gülkurusu renklerle dudaklarını boyalar
Karşı evin çatısında güvercin uçurur bir adam
ağır bir roman gibi anlatsam seni
Toros’ların çınarına nasıl haksızlık ederim
taşeli platosunun doruğuna kurulmuş
benim güzel memleketim
şimdi ne çabuk geçiyor yıllar, önceleri yani sen özelleşmeden, ben ömrümün baharındayken
sanki bir yıl gibi uzun gelirdi her gün
ne iş biterdi, ne telaş, ne de yetişme heyecanı eve, ocağa çoluk çocuğa
Nazım'ın milyonda biri kadar güzel yazabilseydim sana olan tutkumu
ben acemi, sen fidan olmazdın
değil mi
yolumu gözleseydin
bu satırları yazmıyor
şu an ağlamıyor olacaktım
evimize uçarak gelecek
kasımpatıların en heyecanlı günleri başladı
İlk kez aşık olmak gibi
yağmur damlaları düşerken goncalarına
kuzeyden esen hafif rüzgarla
salınıyorlar işveyle nazla
her akşamüstü kararırken sular
gölün camgöbeği rengi gözleri
hüzünle bakıyor Toros dağlarına
şımarık bir rüzgar yalarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!