Tanrılaştıkça daha da tanrılaştın,
Gücünden zehirlenip şaşkınlaştın,
Her alkışta daha coşup azgınlaştın,
Haşa Allah benim diyecek gibisin.
Daha dün çakıldakların tıkırdıyordu,
Akrostiş Abdurrahim Karakoç
Allah’ın Sevgili kuluydun,
Bedir’i anlayacak ruhun,
Dabbeyi görecek gözün,
Ufukları aşan gönlün vardı.
Mesafeleri kurşun hızı ile gitsem
Kucağımda bir demet sevgi
İçimde bir tatlı heyecanla
Dağlar yol verse denizler kurusa geçerken
Derelerde köprü yapsa gelincikler
Bunları düşünüyorum
Övgülere aldanma
Seni yerden yere vuran yergiler de var.
Kırmızı halılarda yürüyorsun ama;
Dikenden dokunmuş sergiler de var.
Hesaba çek kendini
Ömrüm Mirasımdır
Sessiz bir yolcu gibi
Göçüp gidersem bu dünyadan
Ellerimi bırakmak isterim sana
Sımsıcak ellerinde kalsın.
Namert isen kapım sana kapalı,
Açılmaz o kapı sana, çalma boş yere.
Hak yerine sen şeytana tapalı,
İnsan sıfatında olup, kalma boş yere.
Böylesine bir değer vermemek gerek,
Eski sene, yeni sene
Tükendi bir sene, geldi yeni sene,
Yeni yıl diye şarkılar düzüldü,
Kutlamalar yapıldı bin bir ümitle
Geldi geri saya saya
Gele gele geldi bir aynı sene...
Şimdi artık insanlığı uyandırma vaktidir
İnsanlığın uyanması için
Bu Ümmetin örnek olma vaktidir.
Kardaş kardaşı
Dindaş dindaşı
Bizi sevenler az buçuk bilir.
Bu az buçuk bilmek bile bizi sevmeye yetti ise
Fazlasına da gerek görmemişlerdir zaten.
Ama bizi sevmeyenler bizi daha iyi bilir.
Bizi İYİ bildiklerinden de sevmezler zaten…
Bizi sevmezler çünkü:
Dil çaresiz
Söz yetersiz
Kaldım kimsesiz
Dünya artık sensiz
Bedenin nefessiz
Uğurladık isteksiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!