İnceden bir fasıl,
Meyhane duvarlarının yankısı
Çakırın az ötesi
Gözler çakmak
Keyfim yerinde yani…
Yine neler ettin kalafaki
Ne güzel olurdu ağlamak şimdi
Ruhumun duş alması yani…
İçini boşaltırcasına
Tüm koşullanmışlıklardan uzak
İçimin nasırlarını kazıyıp
Bendeki beni gün ışığına çıkarmak
alkol kokulu dumanla çiziyorum hayalini
yalan değil bunca zaman sonra bile,
hiçbir şey bastıramıyor bendeki kokunu
çenesi düşük gecelerim oluyor çoğu zaman
duvarlarımda yankılanıyor sesler
sesime ses yok geceden
içim akıyor..
gözlerimden dışıma
ve...
söndürmüyor beni bu akıntı...
ve sen...
gülüyorsun...
Gidiyordu bir çocuk
“hadi eyvallah çocuklar”
Diyordu
Dışındaki…
Parmaklıkların ardındaki çocuklara
Eyvallah etmiyordu çocuk
UZANMIŞIM SIRTIM ÜSTÜ….
SAĞ AVUCUM EGE DOLU
MUTEDİL…
SOLUM AKDENİZ
HOYRAT HAFİFTEN….
ZEYTİN KOKULARIM BURAM BURAM
yalın ayak
yarı çıplak bi çocuk koşmakta
kah sekerek
kah dolu dizgin
naraları doluyor deniz kabuklarına
kıpırtıları olsa da zaman zaman
niye acıtıyoruz
biz bizi…
bir üzgün…
bir şaşkın…
bir üzgün…
üç çift göz kayboldu gecede...
El yordamıyla yaşıyoruz aşkı.
Acemiliklerimiz başa bela
Ve
Beceremiyoruz ders çıkarmasını
gülüm…
Ya gideceksin ya kalacaksın
gecenin ıslağından
içine çektiğin
serin bir nefes gibi,
ardında bıraktığın onca
yarımı düşünmek,
üşütür içini…
Şair Hasan Esat Heptunalı, bilmiyorum beğeniyor mu yazdıklarını? Ama ben çok beğenerek okuyorum kendisini.. İnsan, hep birşeyler buluyor kendinden onun dizelerinde... Şanslı olduğumu düşünüyorum. Şiirleriyle tanışabildiğim için... Umarım yazmaya devam edersiniz...
Özlemle yeni şiirlerinizi bekl ...