Hakikat şem'ine varmak isteyen kula pervâne gerek
Bu aşkın nârına yanıp da kül olmaya mestâne gerek
Aklın prangasıyla bu menzil alınmaz, sanma nâdânca
Yola can koyana arştan öte bir seyr-i rindâne gerek
ATAMA ...
On Kasım sabahı, bulutlar ağlar,
Sirenler haykırır, yürekler dağlar,
Yasa büründü hep dereler, çağlar,
Gözünden yaş aktı nice yiğitler.
Tarihten süzülür, o kutlu sesim,
Bu yurda adanmış, her bir nefesim,
Soyumdan mirastır, şanlı hevesim,
Atamdan yadigâr, izlerdeyim ben.
Bir kasım sabahı sustu sirenler,
Saat dokuzu beş geçe durdu zaman.
Dolmabahçe’de bir yürek durdu,
Ama milyonlarca yürekte çarpmaya başladı.
Samsun'a çıktı ve, tarih yazıldı,
Mazlum millet için, bir yol çizildi.
Amasya, Erzurum, yeminler içti,
Vatanın kurtuluş, için gün seçti.
Sana öğüt vermek babalık hakkım
Dinle kulağınla, babadan sözler
Atayı hor görmek yıkımdır yıkım
Ders olsun kulağına, babadan sözler.
Gönlümde açmadı baharın gülü,
Yüreğim ateşten kurudu külü,
Karanlık gecedir sabahın yolu,
Izdırap doğarsa değerli aşkın.
Bazı İnsanlar Vardır..
Bazı dostlar vardır,
Gönül coğrafyanda açan nadide bir çiçek.
Varlığı, en kurak mevsimde bile umut yeşertir,
Sessizce uzanır eli, en derin yaranı sarar,
Bekirov Dede’me... destan...
Ey şanlı Bekirov, Conkbayırı’nın ölümsüz eri
Yollarını gözledim, her gün battı bu güneş
Hasretinle kavruldum, sanki kalbimde ateş
Bu amansız sevdaya, bulunmaz bir başka eş
Belki dönersin diye, ben hep seni bekledim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!