Bu memlekette,
Ehil olman,
İşi bilmen gerekmez,
İş ahlakı düşünülmez.
Ne kadar bağırırsan,
/
Ah şu kırların bir dili olsa,
Çiğdem çiçeğine sorsalar beni.
Kiraz bahçesinde figan eyleyen,
Bülbülün sesiyle vursalar beni.
http://dusunceuretelim.blogspot.com
Özleyince sular gibi çağlayan,
Görmeyince yağmur gibi ağlayan,
Yürekten kalplere yollar bağlayan,
Garibi allayıp, pulla sevdiğim.
Ne yazıp durursun garip halleri,
Senin gördüklerin fani değilmi,
Yürürken karınca incinir dostum,
Senin duydukların fani değilmi,
Bir rüzgâr geldi de geçti demezler,
http://dusunceuretelim.blogspot.com
Gariplerin kaderi,
Yoktur burda ederi,
İnsan kıymet bilmezki,
Tanrı bilir değeri.
Sen suyu çok seviyorsun,
Islak halimden korkuyorsun.
Sen deniz'i çok seviyorsun,
Dalgalarından ürküyorsun.
Suzan;
Annapolis körfezine bakınca,
Marmara denizini görüyorum.
Ama İstanbul’a varınca,
Ne Boston’u,ne Baltimore’u,
Ne de okyanusu hatırlıyorum.
İstanbul da,
Ölmek kolay,
Yaşamak marifet.
Tabut tarlalarına inat,
İstanbul doğurmuş,
Aha buralarda,
Küçük çocukları olmuş.
Çift yönlü caddelerde,
Çift yönlü parklar yapılmış.
Git gidebilirsen…
İstanbul sokaklarında,
Karlar düşer başına,
Pamukçuk yağıyor gibi.
Fakat




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!