Gel ey keyfim…
Gel.
Konuk bir güvercin gibi uğrayıp,
Süzülüp gittin yeniden.
Ne hazırda,
Ne huzurda payım kaldı.
Gel seninle durakları dolaşalım.
Sahilde buluşalım.
Banklarda konuşalım.
Hep eskilerden bahsedelim.
Kendimizle dalga geçelim…
Öf be hayat…
Yine karma karışık duygular içindeyim.
Kirlenen dünyama inat,
Tertemiz bir dimağ peşindeyim.
Bir yanda saz çalar,
Tabii ki, bırakıp gidebilirsin.
Yanında anıları da götüreceksen.
Küllenmiş sevdamı yaşatırım ben,
Yüreğimdeki volkanı söndüreceksen.
Gidebilirsin tabii ki...
Çelişkiler yumağı düğüm düğüm,
Her surette kargaşadır gördüğüm.
Açılası mest eden meyhaneler,
Çözülür dilim ayan olur neler neler.
Beni, bana bırakma ey yar!
Yalnızlığıma hız veren yeli sustur.
Sükuta mahkum iken tüm duygularım.
Kemanda aşk ile vuran teli sustur.
Yokluğuna mahkum etme ey yar!
Sen güneşin avucundasın.
Hasrettir adın,
Umuttur hayat sende.
Her göğe baktığımda yadımdasın.
Sesim çıkmıyor diye,
Gittim mi sandın.
Kısacık sürdü yazılar,
Kısacıktı yazılanlar.
Ve kısacıktı senli anılar.
Kelebeğin kanadı gibi narin,
üveyk gibi tedirgin,
Yanma gönül yanma uykulara dal.
Uyanık olmaktandır sendeki bu hal.
Cehalet makbulse cehalette kal.
Bilsen bile söyleme uykulara dal gönül.
Kandili güneş sanıp, etrafında dönerler.
Ey gönül ehli!
Derdi derman belleme.
Erenler bilir onu.
Aşkı gönülden ırak eyleme.
Kem söyleme, kelamın ruhu var.
Kıymet bilmeyeni kamil belleme.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!