Sen aldırma.
Bildiğin;
Bilemediğim gibi yaşa.
Gece ya da gündüz,
Meçhul akıbette,
Ben seni düşlerken,
Dünya sana kalsın…
Gönlünce gez, dolaş, yiyip oynaş.
Ben yol aldım senden, yavaş yavaş…
Şen ol, şen kal, neşeli ol sırdaş.
Ayan olsun halim, sor sualini bir bir
Ne olmuşsun,
Ne ölmüşsün…
Ekmek sanma kendini,
Sen henüz hamurmuşsun.
Hamurluk bir mertebe,
Hayal ediyorum...
Bir sonbahar akşamı,
Pencerene sığınmış bir küçük kuşum.
Ya rahmetin aşk'a döner ısıtır yüreğimi
Ya gazabın çetin çıkar yok eder beni.
Ben sana susamış bir küçük kuşum.
Aldırmadan yaşa.
Alınganlıklar dünyasında.
Belgenin belirlediği makamlara takılma.
Zira sen mabut değilsin haşa.
Dün bebektin emekliyordun.
Ne misafirdir aşk ne mekanın sahibi
Sahi hissettiğim benimde senin gibi
Ne tuttu göğü aşk sütunları çökerken
Malum gülümsüyordun ben acı çekerken.
Kuşlarda bile sustu şimdi ayrılık zamanı.
Yoğun kargaşa ile geride bıraktık baharı.
Kavga nedendi ikimiz de bilemedik.
Fırtınaya değil de meltemlere yenildik.
Hak ile batıl Savaşırken,
Yön dönünce batıla;
Çöküverir imanın kaleleri,
Yıkılır inancın minareleri.
Kim der?
Biz bize halleşip gözyaşı döküyoruz.
Yangın nedir unuttuk güneşte yürüyoruz.
İnecek bir serinlik yürek elbet soğuyacak,
Tutsak olan insanlık atesten kurtulacak.
Evet..
Ne diyeyim ki.
Sana yardan başka ne diyeyim.
Huzurum çok uzaklarda.
Bizden geçmiş bu işler,
Yağmurun yamaçta tutunamadigi gibi,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!