koza gibi yerleşir ruhuma
kemik örer bana dik durayım -diye-
hayata
veya,
Hayalleri yürüyeceği yolları süpürür,
Geride unuttuğuna döner başı;
Ayakları yön değiştirir, ölüme...
zaman bir ahtapottu ve yürüyordu gece...
ağustos'un her esen sıcak gece arası yelinde,
yüzlerde korku olurdu, anidendi, hüzün sırpaşırdı
İnce boyunlar uzandı zamanın elindeki tasmaya,
En çelikten elbiseler teninde eridi
Üzerine sinmiş bir geçmiş vardı keskin kokulu;
Der:
anam öldü, iki saat sonra sahnedeydim.
aralarda ağladım... gülen perdenin önünde
Sarılmış soluk paylaşırlar,
Ölümün eteği esinti yapar.
Gözler kömür lekesi, yüzler taş kömürü;
Uçuruma düşecekken,
kopan ipimi yakaladın bileğinden...
Gölgemden bir adım ilerde yürürken, sen
Birçok hayatlara bastım geçtim bilmeden…
Doğu Toroslar'da yangın yeriyiz,
Gündüz güneş, gece yıldızlar altında,
Yanar, yanar, yanarız.
Kuşlar evlerine döner,
Kanatları yanar, yanar,
Yanarız.
Yangın
Aceleyle yürüyor, yükü ağır,
Alevler yaklaşır…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!