tılsımdır aradığımız, meçhülden
yürünen yol aynı, aynı zamandaş hayat
bittiği yerlerden yarım başlar,
ulaşılan ertelenenler genç bizden.
sona yığılmaya başlar tılsımlar,
Çok mu yaklaştık birbirimize, uzaklaşarak… çok.
Yalnızlıklarımızı getirerek ne çok yaklaştık birbirimize… ne çok.
Ne çok keder taşırmış yüreklerimiz, ne çok…
dünya akar önümde, nicedir akar önümde
korkmuş benlik, yaşam elbisesi kemiksiz,
içre,
Ben sen olunca
Dönerim çevremde
Gökyüzünde yansıyan ayna, beni içine al…
Boşluğunla varsın:
İblisin koynundan hesap vaktine uzanır
Geleceklerin içine iştahla girer kötü tohumlar,
kocaman bir odanın ortasında
koşar adım bir karınca...
en yakın arkadaşı ondan dünyalar kadar uzak
evini aramakta.
ince salınımlı bir su gibi akarken zaman
bir gömüt çıkar karşınıza, yandan;
kavis çizerken su,
tortular birikir arkasından.
engebeli yollar bu topraklar...
ikindi sonrası günbatısı bekler karanlık
gecenin içine ihanetin yaprakları açılır
aysıyan yüzler ikna edici mahkumiyetteler
telaşlı, yalvarır gözler, zamandan borç ister
yıldızların arkasına çağırır,
Kafasını tıraşladılar kanatarak, önce
Devenin boyun altı derisi kalın olur diye, önce
Usta kasaptı, yapıştırdı kanayan deriye göre, önce.
ikindi akşama giderken ürperti devreder mavi kızıla
saçların denize döner, geceye gider gözlerindeki yıldızlar
yanaklarındaki pembeler gül olur, kızıla vermezdin maviliğini
gelirken gece
senin raksinden gelen tüm maviyi saklayacak deniz
kimseler görmeyecek, göstermeyecek, teninde dalgalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!