Çocuklar gülümser habersiz geleceklere,
Kabullenen günlere gelenler suskun,
Yarın ölümden sonraya, bugün kokuşmuş,
Kaplara sığmayan kalabalıklardan dökülenlere.
Her kalp bir mezar taşır kurumuş çalılar üzerinde,
Kötü kısaltır tüm yolları, incelirken kırılır tüm doğrular,
Kaybedenler dizilir kaderin ipine; bir medet der doğrular
Canlar çoktan hazırdır gitmeye, bir hayat der gidenler,
Olduğun gibi olduğuma, Olduğum gibi olduğuna…
...
En namussuz tercihimize
Sesten uzaktı yalnızlığı, gözler silerek geçerdi üzerinden
Ne arayan ne bir soran, haline hatırına bakan
Omuzlarında yük olunca yorgunluk, gerilmiş yay
Gölgesi güneş olan el, ört üzerini karanlığa aydınlanan.
Örtündükçe ışığa çıplanır yakına sarılıp sancıları azalan
Sonlarda arar,
eylül damlalarıydı bize küsen,
eylülden kalan kurumuş mendilden,
bir ağacın dallarına yürüyemeden,
sıkılan parmaklardan buharlaşıp giden
akdeniz'in içine güneşi batırdığı hergünüydü
Tanrıya karışır sözleri şiirleşince,
Periler hazırdır,
ruhlar şımarıkça dolaşırlar ortalık yerde
Sessiz yürüyen kaba ayaklı hayat,
Yeri ne güzelde kavrıyor.
Üzerinize doğru geliyor oklarıyla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!