Eteği inmiş göle,
Bar oynayan dağların,
Aynası Toprak Kale
Tarihteki çağların...
Yatar Şeyh Abdurrahman,
Sana bir şiir yazsam; sevgi,sevda nakışlı,
Sana bir şiir yazsam; ceylan göze bakışlı,
Sana bir şiir yazsam; çiğdem çiçek kokuşlu….
Sana bir şiir yazsam….
Sana bir şiir yazsam; mavi deniz koyundan,
Gönül savaşında cenge tutuşsam,
Okların gönlümü sitem edecek...
Terk etsem meydanı denge tutuşsam...
Bilirim ağlayıp matem edecek...
Gamı sevinçle yoğurmuş,Mecnun’a Leyla gibi,
Dörtyüz senedir bizimle yaşıyor hâla gibi,
Bina etmiş mısraların sevgiye kal’a gibi,
Binbir gönül bahçesinin, hoşluğudur Fuzûli….
Bir tek gönül meydanının, boşluğudur Fuzûli…
Bu gün doğusundan gün batısına
Elini kalbine koy hele sına,
Her aşık yaktığı el kınasına
Yürekten dualar okumaz değil,
Sevgi bilmeyene uğramaz değil…
Karanlık bir gece sular akarken,
Daldırıp düşündüm kafamda hep sen
Mehtapla yükselir uzayan gölgen,
Sessizlik içinde sana doyarım…
Dalgalar mehtabı sularda bulmuş,
Çocuklar, hayatın her günü bizim,
Görmeli, gezmeli dolaşmalıyız...
Her ağaç, her yaprak ürünü bizim...
Biz bizi sevmeli alışmalıyız....
Çocuklar bu doğa, bu dünya bizim.
Sevgilim olmadın, yaren olmadın,
Vefasız kalbine takıldım yazık...
Ne iman bıraktın, ne bıraktın din,
Tartıldım kem gözle, bakıldım yazık...
Atıldı maskeler hüviyetlerden,
- Hacı Arif Sungur’a
Gönül bahçesine, gönül yurduna
40 yıldır hatırdan binalar kurduk
Açtık kapımızı dostun merdine,
Bağdaş kurup sofrasına oturduk…
Sevgiler var baktığın bakış gibi,
Sevgiler var Erzurum’da kış gibi,
Sevgiler var yürekte nakış gibi...
Sevgiler var...
Sevgiler var....
"yarası saklıyım sen sen ol sorma
yarası saklılar gizli ağlarmış...
har vurup canıma harman savurma..."
sevdalar yürekte kanlı çağlarmış..."
Garibim namına kerem diyorlar...
Garibim namına kerem diyorlar...