Ömür artık emekliyor
Kar yağmaya başlar artık
Göz kıyısında bekliryor
Düşmek için yaşlar artık
Felek felekle barıştı
Dönüp baktım yıllara
El salladım şöyle bir…
Dalmadan fasıllara,
Baktım ki geçmiş devir….
Yıllar da el salladı,
yaylanın sağında bir dere vardı
iki yanı çiçek çemen kokardı
bazen sakin akar bazen azardı
şimdi o derenin tam başındayım
geçmiş anıların telaşındayım...
Yiğit ölür şan kalır; yazdığı destan kalır
Senin yazdığın destan, kaldı; Seyit Onbaşı…
Senin gibi yiğidin vatanını kim alır?
Vatanın yüzü, senle güldü; Seyit Onbaşı…
Yazarım yanarım o geçen ana
Anılar gönlümü berbat eyledi
Karanlık kabirler gitmez hoşuna
Gözlerim haline feryat eyledi...
Tipiydi, borandı etraf ki kardı,
Süzgün bakışlarının imaları derindi
Ufuklarım dolardı bahtına bakışının
Bu yıkılan gördüğün ben adlı eserindi
Oysa ölümlü eser ölümüdür kişinin…
Yeşil gözlerini ufkum sanarak,
Her akşam kalbime dolacağımdın...
Nazik bir kelebek gibi konarak,
Sevgisi kalbimde olacağımdın...
Bu demde gönlümde dalgalar sakin,
Nazların dinazların
Yakar beni alazların
Aklımdan çıkmaz hala
Öyle hoş ki gözlerin...
Öyle bir hoş ki,
Özleniyorsa özlenen
Özleniyorsa gözlenen
Deli yürektir közlenen
Gülüm diye gül çağırır
Gülüne bülbül çağırır
Her gün başka ölüyorum
Ben oldukça oluyorum
Her nefesin zerresinde
Bulduğumu buluyorum.
Ben nefsimin kölesiyim
"yarası saklıyım sen sen ol sorma
yarası saklılar gizli ağlarmış...
har vurup canıma harman savurma..."
sevdalar yürekte kanlı çağlarmış..."
Garibim namına kerem diyorlar...
Garibim namına kerem diyorlar...