Onlar hep üşürler
Issız gecelerde kimbilir kaç kere ölürler
Kafalarında geçmiş yok, gelecek yok
Çok düşüncesizler.
Onlar hep gülüşürler
Onu gördüm geçende
Islak perçemine düşmüş sarı yemenisi
Harmanlayıp emeğini
Doldurmuş küfelere
Çoraklaşmış teninde
Erkekleşmiş ellerinde
Biliyorum yabancı bir ülkedesin
Gittiğin yerde bilmem hangi mevsimdesin
Mor bir menekşenin bulut renkli penceresinde
Yağmur'la Yıldırım'ın annesi yine sen misin?
Hala kapının arkasında mı yeşil fitilli yeleğin
Gül ayında doğmadım ben
El bebek gül bebek olmadım
Güllerin açtığı mevsimde
Gül kokulu kundaklara sarılmadım hiç.
Kendimi uykuya kuruyorum
Amansız bir hastalığı uyuşturur gibi
Zihnimi zorlayıp yanıltsam da biliyorum
Hala bir yerlerde hatırlıyor seni.
Çekip gittiğin gözlerimde
Çok şey var anlatacak
Unutulmuş hatırlanacak
Birer birer, tek tek
Bir de aşklarım var
Araya sıkışmış bunlara ek.
Önce günün beti benzi soldu
Gözlerin, dudakların çizgileri yavaşça kayboldu
Sonra ayaklar çekildi, eller buz gibi soğudu
İşte dedim gece oldu.
Sayısız genleri çoğalttı gecelerin soyu
Eskimiş sevdalar geçiyor kapımın önünden
Küçük bir paraya eskiciye devredilmiş
Aynı yüzleri görmekten bıkınca
Sırları dökülmüş aynalar tersine çevrilmiş.
Kimisi yırtık çuvalın altında can çekişirken
4 Temmuz 2010 tarihinde bilinmeyen bir neden ile, sayfamdaki hiç bir şiirime girilememiş, şiirlerim görüntülenemiştir.
Şiir dostlarıma bildirir, saygılarımı sunarım.
Gülay Aruç.
gülay aruç yazdıgım korumlar sayfana kayıt olmuyor üzgünüm