Güneş tenimi sıcak sıcak yakarken
Denizden eserken tuzlu bir heves
Kalbim sana atıyor kalbim senin
Sanki yaz rüzgarında bir meltem
Ay ışığında dans ederken
Yaramazlıktan değil ya köprüler
Bilinçli kulaklarından asılıdır
Yedi ağız sulandırıcı siyah zeytin
Yanına bir de yeşil zeytini alarak
Yuvarlana yuvarlana gelirken
Gemlik'ten bu yana
Yerli yusuf koparılınca dalından
Düşüyordu güz yaprakları yerlere
Ağlıyordu sokak sokak
Bir gonnaralar
Bir cebimde kağıt
Dilimde gavcar mantarı tadı
Yıldızsız kentlerin gece vurgunu
Seni mi öptüm
Ay şavkıyla sararken denizi
Tuzu dudakları dili yakarken
Kıyılardaki kayalıklarda bir garip inilti
Midye kabuklarının kara çarsafı
En uzun yolmuş insanın içi
Kimseye yük olmamak
Ummamak üzerine kurulsa da zamanla
Ne virane şehirlerle
Ne yıkık binalarla doluymuş sokakları
Antika diye yutturulmak istenen çöp parçaları anılar
Ata dedem tohumundan gelir dalları
Ben onların dilinden çalarım sazı
Dinledim mor şafakta dağlar avazı
Yürüdüm adım adım binlerce yılı
Şu dağlarda meskenimdir kıl çadırı
Bir geminin ardından
Kıyıya vuran dalganın
Yarattığı selle
Vurdun yüreğimin kıyılarına
Güneşliydi hava
Sıcaktan akan terler
Bak
Yağmurlar yağıyor
Kışlı türkülerime
Eriyip çağlayacak şu mor dağlarda bir seher
Bahara mı müjde
Bereketine mi toprağın
Öylesi çaresizdi
Anadolu'da insanlar
Ve işgal başlamıştı
Hem de dört bir yanında
Gaflet uykusundaydı
Yüzünü fırlatmış denize
Bir yunusun yüzgecine takılmış
Ah dalgalar vurmuş ah
Dalgalar gözyaşlarından daha kuruymuş
Gün ışığı ay ışığına karışmış
Denizler başka denizlere




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!