Bir toprak
Çiçek verir ağaç verir
Bir toprak uğruna
Kaç binler can verir
Kolay değil
Vatandır bu
İstanbul'a yağmur mevsimi gelmemişti daha
Gittin
Yapraklar serilmişti çoktan yerlere
Şimdi
Borçlarını ödeyip kurtulmak için
Sokak sokak gezen
Yağmur yağsa
Gül uyansa
O çocuklar
Geri dönse
Temizlense
Karanlıklar
Kulağım
Uzayıp giden
Dışarıdaki merdivenden gelen
Ayak seslerinde
Hiç biri benim için değil
Hiç biri bana gelmiyor
Ey dağlarını kurban eden
Yanığına deniz basmış
Hüzünlü yoldaş
Kayalıkların mı ağlasın
Şelalelerin mi
Kime dert yanasın
Yapraklar çatırdayıncaydı
Henüz sıcaktı
Pastırma yazıydı
Trafik
Kaos
Korku
Döndüm döndüm, kendime gelemedim,
Yâr için düştüm de, sıladan geçtim.
Bir söz söylesem dağlar ağlaşır,
Ben aşkı cem eyledim, serden geçtim.
Gönül bir ateş, külü Fırat’ta,
Yarin evinde var kilim
Kağıda yazmaya gitmiyor elim
Söz söylemez olmuş dilim
Yarin dağlarına var git turnam
Hayli zamandır yar bilmez halim
Erguvanlar mı
Mor salkımlar mı
Menekşeler mi
Hangi mora sakladın hayallerini
Hangi mor seni sardı yatıştırdı
Kalmadı artık o nazik devirler
Güneş ağır ağır ufuktan batarken
Sıcak kumların altında saklı bir sır gibi
Adımlarını attın kumsala
Girdin yüreğime birden
Zaman durdu o an
Aşkına düştüğüm zaman




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!