Birazdan dağların ardından
Portakal rengine çalıp
Batacak güneş
Ne çare
Ama dalgalar
Bitmeyen bir şarkının
Tam ucundaki gökdelenin gölgesinde yaşarken başladık
Sahrayıcedit
İki gözüm
Ben senin sokaklarındaki ağaçların dallarından
Topladığım meyvelerin tadıyla seni bilirim
Çamlıca rûzgarıyla Kayışdağı rûzgarının birbirine karıştı yerlerini
Kadıköy'ün sokakları hep denize çıkar
Şurası Dağlarca
Şurası Arif Damar kokar
Bir yerlerden gelir Nazım Hikmet'in sesi
Sokaklar adımlanır Cemal Süreya dizeleri gibi
Hafiften raylardan ilerler Moda Tramvayı
Kalbimin sesini dinle
Geceden sehere döner vakittir sana hep
Karanlığını sarhoşluğun adımlarına koyup
Denizin kıyısına kurulan bir ev viraneliğinde
Her yerinden rüzgâr geçerken verdiği sestir
Kum taneleri desem değil
Sana giden geminin
Ardından kaldırdım kadehimi
Dalgalara yükleyip özlemimi
Gözledim gidişini
Dalga dalga
Dalga dalga
Bir sarışın kurdun
Mavi gözlerinden
Uzun uzun baktım
Şanlı Çanakkale’ye
Gördüm kefensiz yatanı
Gördüm gözünde vatanı
Büyük bir sessizlikle başladı şehir güne
Yaprak kımıldamıyor
Müzikler susmuş
Adım seslerinden başka
Bir de bitmiş plakların iğne cızırtıları
Sadece o kadar ses
İki ayrı yüzüyüz İstanbul'un
Ben başka bir sen
Sen başka bir ben
İki kavuşmaz yakayız
Düğmesiz iliksiz
İki farklı kulesiyiz İstanbul'un
Kaysı serdim damına
Di gel yarim yanıma
Seni seven aşığım
Koyma beni zalıma
Gel ey kalbi güzelim
Ben her sabah
Uyanıyorken seslerine martıların
Sen martısız şehirde
Elinde taze bir simit
Benim elimden kapıp gidiyor martılar
Simitsiz cam önlerindeyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!