Sana belki de kimsenin vermediği kadar değer verdim sevgili
belki de benden başka sadece
annen düşünüyordu uyanma vaktini
başımın üstünde
bir yer yapmıştım sana güneşli-gölgeli
anlıyorum seni, yükseklik korkunu
Zamanın tozlu koridorlarından bakıyorum geçmişe
flu görüntüsüyle bir merdiven
dönerek gökyüzüne uzanıyor delmek istercesine
basamaklarının her birinde bir çocuk kalbi oturmuş
sitemkar türküler tüttürüyor; 'unuturum diye yorma kendini...'
aslında bu şiir daha devam edecekti
Sıradağların üzerinden geçen bir yol gibi hayat. Yükselirken hızını ayarlayamayanlar inişte çeker cezasını.
Bir karalama kağıdında
üstü çizilmiş kelimeler
önemlidir aslında
iki yönden
ilki kağıda adını verirler
onlar olmasa
Ne kadar dolu olsa da içi
anne karnından beri
dışa dönüktür insan yüzü
o yüzden çoğu zaman bilemez
farkına varamaz insan
bahanesi olmak bahanedir
Hasretle bekleyen
önü alınamaz acılarla
bu yolun tadını
sonu gelmez tekrarlarla
bu dersin adını öğrenen
yürüdüğü yerde peşinden
Bana bir hediye vermeni isterdim
-tokat gibi insanın yüzüne çarpan- sözlerinin içinden
bir hediye vermeni isterdim ki çarpsın yüzüme
hayatın anlamı kadar tarifsiz olsun
kalsın yüzümde,izi silinmeyen bir yazı gibi
kifayetsiz kalsın gözyaşlarım acılarımın yanında
Gözlerimdeki son ışık söneli çok oldu
tek tek yitirdim tüm umutlarımı
ve kavgalarımı hayata dair
bak işte eskidi yüzüm, buruştu tenim
bir kibrit çöpünün ucunda yandı hayallerim
bir bir geçti hayatımdan kara trenler
Bütün sözleri söyledim
kanlı damarlardan süzüp
çıkarttım beynimden
tüm unutulmuş şarkıları
emir verdim tek tek
bastırılmış duygularıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!