Bir gün bu güneş ısıtmaz olacak içimi
her gördüğüm hiçliğe saracak bir gün
yılanlar kurtlara sunacak şu değersiz leşimi
iliğimi zaman toprağa karacak bir gün
duyulmaz olacak sesler nefesler
Bulamadım
çıldırtan sancılardan delirmiş acılardan
yok eden kavgalardan geçtim,
bulamadım
gökyüzünden ötelere gündüzlerden gecelere
Geride; boş sokakların uğultusunu bıraktım
ve o beyaz tenli, sarı tüylü çocuğun hatıralarını
bütün taşlarıyla bir olduğum şehirden uzaklaşırken...
önü-sonu gelmez bir hesaplaşmayla başladı her şey
önce ben kendime sordum benden aldıklarımı
Yok kimseye kırgınlığım
kimseye kînim yok
yaşanan bunca acının bunca yalnızlığın ardından
geriye dönüp baktığımda
sadece teşekkür etmek geliyor elimden;
acılarımın gölgelerine, yalnızlığımın kıyısından..
Her ağlayışında
istediğini elde etmeyi başarmış
her kapayışta gözlerini
şekerden rüyalara dalmış
güldüğünde etrafını
etten sevgi duvarları sarmış
Akşam yemeğinde yediğin acı biberli sote gibi hayat. Bu yüzden etraf sabahın köründe aşçılara küfür edenlerle dolu.
Sağ yanımda mavi ışıklar
sol yanımda yeni doğan ay
yıldızlar üstüme yorgan
altımda koskoca bir dünya
yapayalnız öylece duruyorum penceremde..
arka sokakta
Artık yeter dedin de yetmez artık bilirsin
ya son sözü yutar ya söyleyip geçersin
kimse seni umursamaz eller ne bilsin
gönül gözün kapandı da düştün bu zulme
çabuk geçti diye şikayet yıllardan yana
Dedin
'anlam veremedim'
neye vermiştin ki zaten
neyi anladın bugüne kadar
kim bozdu düzenini
kim erteledi bekleneni
Gel,,, yine çalsın telefonun
yine kapan odalara
götür yanında dilimi, elimi, tenimi
sen boş kahkahalar at
ben soluksuz kalayım
kararayım has(r) etimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!