Umutsuz gelmiştim
Elimde şişem, kadehim
Yalın ayak dolandım,
kıpkırmızı sahili
Seni karşıladı yüreğim,
Koşarak parçalıyorum
camdan kapıları
Çerçeveleri
umutsuzluğun mahsulü
Her geçişimde, kendimden
bir parça bırakıyorum
Perde arkasından
görmüştüm tüm oyunu
Sahnede yalanlar,
ben de doğrucu suflör
Seyirciydi tüm yalnızlar,
Şiirlere sarılır hecelerim,
rüyamdaki sen gibi
Sana fedadır gecelerim,
yanıp tutuşan ben gibi
Romansın kalp yanımda,
Ne kadar hoş Mesih, alemde rahmet bulana;
o değil midir ki can olan bende
Ne kadar hoş Mesih, aşkın şarabından tadana;
o değil midir ki can veren bedene
Ne kadar hoş Mesih, yıldızı kıvılcım bilene;
Bekleyenler var garda
Sensizlikten tadım kaçmış
Elim elime karışmış
Ağzımda bir sigara
Biri diğerini, o diğeri de beni tehdit ediyor!
İçimde bilmem kaç kişi mi yaşıyor?
Yok be! Bu soruyu kim soruyor?
Baksana! Nasıl da şaşırıyor!
Say, ne kadar oluyor!
Dur, dur! Sayıyor!
Koşulsuzdu derin muhabbetin,
tadı hala dudağımda
İçimi ısıtırdı engin gülüşlerin,
gözlerimin şavkında
Ne olur esirgeme ışığını,
Boğuşurken
kendi fırtınamın
esintisiyle
gelemedim meydana;
ses olamadım;
yumruk kaldıramadım
Ben kimim?
Yerde kalmış,
haince kurşun yemiş
bir beden mi?
Yoksa morga kaldırılmış,
kimliği belirsiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!