Bir ekmek misali
yüreğimi böldüğüm geceler gelir hatrıma
Utanır şarap şişesi,
yere bakar, bir benim aklım gelmez başıma
Sigaram çığlıklar içinde
kıvranırken kül tablasında
Anılarımı çalıyor bu dünya
Yorgun, bitkin yine yüreğim
Ağlamaklı bir sevdada
mavisini kaybetmiş gözlerim
Günlerimi yitiriyorum bur'da,
Beyaz, açık renklere ne kadar analık yaptı?
Bütün kapalı renklerin atası siyah mı?
Siyahla beyaz!
Beyazla siyah!
Kardeşlik ana karnında başlar!
Abla-ağabey olan karındaşını kollar!
Ana-baba ister mi ayrı kalsınlar?
Bu ayrılığa şahitler, kemikleri sızlar
Köye gitmek bize haktı, zulüm oldu;
Biraz Güneş,
azıcık ateş
ve az-biraz deli kokarlar
Yerlerinde duramazlar!
Onları anlaması güçtür,
Düştüm bir abarın içine!
Islanır dimağ, ruh ve beden
mürekkebin değmesiyle düne!
İtikat bugün tamdır, hazırda kefen
Hevlden çıksam sanki, biçiddir tutsaklık!
Evimin arkası karanlığa boğulmuş,
ben ise tam ortasında, kararsızım;
önü sahte aydınlıklarla dolmuş,
içimde sokak çocukları tıklım tıklım
Ne selam veren var,
İstanbul'da büyük bir cinayet işlendi;
sanığı belli,
tanığı meçhul
Marmara bile kusuyor artık bu midesizliğe;
halkı suskun,
Bir adres vereceğim sana
Ne duruyorsun, yazsana
Göçmen mahallesinde,
tek yönlü sokak üstünde
Bacasının kara dumanı
korkutur belki
Peri bacalarından işitilir türkülerimiz
Tezene vurdukça sazda inler sızılarımız
Kazanda kaynar salçamız
Sacda pişer gözlememiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!