Ne kadar hoş Mesih, alemde rahmet bulana;
o değil midir ki can olan bende
Ne kadar hoş Mesih, aşkın şarabından tadana;
o değil midir ki can veren bedene
Ne kadar hoş Mesih, yıldızı kıvılcım bilene;
Ara sıra kestane sesine
özlem duyarım
Yanlış anlamadın,
sesine!
"Çatır,
çutur!"
Rakı, acı günde susuz içilir
Acısız aşk, yarasız piçtir
Kefenin en beyazı da kirlenir
Izdırabın iyisi, kötü günde seçilir
Ah yavrum
Bu gece rüzgarsın
Saçlarımdan başlamış
sakallarıma karışmışsın,
okşuyorsun
Ben ise hıçkırık deryasında
Semalarındayım,
kollarımı açmış kanat çırpıyorum
Rüzgarım
nankörlüğünü yitirdi de uçuyorum
Güneş gözüme çarpıyor,
Gönlümde adın kazılı,
tam ortasında "Seniha"
Bana benden başka
kim anlatacak seni, ha?!
Bekleyenler var garda
Sensizlikten tadım kaçmış
Elim elime karışmış
Ağzımda bir sigara
Düzelmedi hiçbiri, ne de hiçbir şey!
Sakalımın kıvrımına takılı anılarım
Yerlerde kepaze gülüşüm
ve insanlara sövüşüm
Hey! Güven denilen şey!
Bir güvercindin, sen de kaçtın
Bir zülüfün tutuşmasıyla başladı her şey,
keşkelerin tutuşacağı günleri biliyor gibi!
Ne kadar da zamansız çaldı yangın zili
ve sonsuzluğa yanacak aşk kokan sesler
Bu yangınla can bulacak her saz, her tel!
Biri diğerini, o diğeri de beni tehdit ediyor!
İçimde bilmem kaç kişi mi yaşıyor?
Yok be! Bu soruyu kim soruyor?
Baksana! Nasıl da şaşırıyor!
Say, ne kadar oluyor!
Dur, dur! Sayıyor!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!