İlk defa sen anlatmıştın
Benim bir kişi olmadığımı
Çamlığın, derenin, çatın
Babil'in akşamına sevgili
Gözlerindeki mavzer bakışın
Birgün buralardan gideceğim nüveylâ
Toprağın üzerine bir gül uzatarak
Ufkun dolaplarından çıkartıp kasketimi
Gözlerinden dökülen yağmura tutarak
Bu benim son yolculuğum nüveylâ
göç yorgunu leyleklerin dalgın bakışlarıyla
deniz berraklığında bir kemana vurdum parmaklarımı
'aldırma sinemde bir sızı var' diye de içten bir şarkı
tutturdum gittim nihâl
bu sabah kalkar kalkmaz yaptım bunları
Şimdi pencereleri kapatma sırası sende
inandığın şiir dizeleri ile kalkıp
bir kezcik dışarıya baktıktan sonra
gömüleceğin karanlığı yok sayıp
pencereleri kapatma sısası sende
Tundra iklim toprakları gibi
Dudaklarımızda kalan itibar
Sineye çekilen üç-dört yaşlarında
Bir çocuktu hayatımızdaki kar
Memleket yollarından ırayan
nerdesin
beyaz ayaklarınla
kar yağmış odama girsen
seni bekler beyaz perdeler
hepsi ak,hepsi beyaz
fotoğraflar dağınık
Çizgi çek depremin fevkine
Aşkın orjininde buluşalım
Üstten gam yağarken engine
Enginliğin virdinde buluşalım
Kutsal elmaslardan elma çiçeği
Seni yıldızlar konuşsun
Yalın bilekleriyle sarsın seni bulutlar
Bakarken ardından yoksul
Ve özünü yitirmiş bir yürekle
Yangın çocukları,
Seni ağlayan dağlar, susan nehirler
Sevgili nüveyla, herşey bir duman
Gözyaşlarım sele dolduğu zaman
Yık göçünü bana kınalı kervan
Güz geldi de yine kalmadı kimsem
Yaz karları erir çoşar dereler
Daha fazla beklemeye değer mi?
Alevden yeleğe sarıldı tahammül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!