Hakikat ki, değerini bulmuyor,
Bazen hayallere seğirtiyorum,
Yalanlar ki, yaşamla yoğruluyor,
Değişmeyeni de değişiyorum.
Bazen de dilimde hep beylik laflar,
Bu ıssız gecede sensiz kalmışım,
Ayrılık ne kadar acı sevgilim.
Hayata anlamsız bakakalmışım,
Seni düşünürüm o an sevdiğim.
Rüzgarın camdaki uğultusunda,
Gönül közüm açıl da
Sese alaz ver
Saçılır kıvılcım aranır azar
Yapraklar bağır çağır
Sızıda dallar
Yüreğe ağır
Böylece, çaresiz bıraktığından,
Sanma, gittin diye rahatlığımdan,
Aldığım kilolar, bu fazlalıklar,
Bana kalan, kortizon haplarından.
Gururunla beni terbiye etme!
Tırnaklarım sökülmede,
Buzlar üşüşürler üstüme üşüdükçe,
Isınmak sıcak bir evde
Ne mümkün ki,
Hasretim afaktan beri,
Ve gözümde kelepçeden bulutlar,
Ey adem, bastonu, doğru seçmeli,
Tabut ağacının, yok bir önemi.
Sana özel o bezi giyinirsin,
Belirgin gün, o kayığa binersin.
Bitmeyen bir ümit ortasındayım,
Eksilmeyen dertler otağındayım,
Prangaları vurdun deli gönlüme,
Şimdi kara sevdanın ağındayım.
Dönüp geleceksin bu sabah diye,
Çatlamış duvarlar, solmuş resimler,
Adlar unutulmuş, kopmuş cisimler,
Nefesler sinmiş ki, her bir duvara,
Bir başka bahara gebe hevesler.
Umutları besleyendir yağmurlar,
Varlığına acıkmış,
Yokluğuna direnen,
Sahranda susuz kalmış,
Yolsuzun biriyim ben.
Bir duyabilsen,
Ah bir dinlesen beni,
Azdıkça nefsimin,
Bezdikçe 'O'nun kölesiyim.
Sustukça alemin,
Düşündükçe şeytanın efendisiyim.
27.12.1992 tepeören/ist
Tepeören'le ilgili bir şiire bu sayfalarda rastlamak çok güzel. teşekkürler Ersin kardeş.