Yel deyse sallanır olduk köklerimizden kırıldık dost selamları kesildi kesileli, mektuplarımızı kaybettik en kötüsüde yağmur sonrası ne toprak kokusu kaldı nede ebem kuşağı, bundandır belki ne gerçek seven nede aşk kaldı.
Yeni yetme zamanlar geliyor aklıma eski semt pazarları annesinin yanında kızları tavlama çabaları, bıyıklar henüz terlemiş saçlar yana taralı, ucunu yaktığımız mektupların burnumda hala kokusu, ne oldu dersiniz tüm bunlar nereye kayboldu.
Kimle tanışsam sen çok iyi birisin diyor yüreğin çok güzel duyguların harika, yeter be, o sôyledikleriniz bensem aynada gôrdüğüm bu gattar kim hayatımı ablukaya almış bu zalim ben değilmiyim, ômrümü kundaklayıp gece yarısı hayallerimi umutlarımı yakan içimde büyütüp beslediğim bir kansız var, bana hasım bana düşman.
Kasırgadan geriye kalan son yaprakta düşecek takvimden geçen senenin yangınından çıkacak insanlar, hayaller umutlar yeni seneye devredecek, havai fişeklerle vurulacak, mutluluktan ôlecek kuşlar.
Bıçaklardan geçiyorum kesile biçile hava hançer gibi sırtımı parçalıyor, yıkılmak üzere yaslandığım eski duvarlar üzüm yapraklarında salkım salkım yılanlar, gece solumda mezarlık ölüler ıslık çalıyor korkularım ağır basıyor şarkı sôylüyorum, tôrpülüyorum ayaklarımı kesen nasırları umut varmı yolun sonunda bilincim kapalı kestiremiyorum belkide mayınlara koşuyorum.
Açlıktan ôlen çocuklar var dünyanın bağrında, yoksul insanlar giysilerinde kırkbir yama, trilyonlarla oynayan sôzüm ona şeyh şıh ulema ôldüyse banane güldüyse banene, enkaz tozları tüterken hala adıyamanda verilen selalar hala kulağımda, yediği ônünde yemediği ardında şeyh şıh ulema ôlse ne ola ôlmese ne ola, emekçi alnının helal terini akıtıp bir ômür ev araba alamıyorsa, sefalet diz boyu hayat şartları altında insanlar eziliyorsa, çalışmadan hazır para yiyen şeyh şıh ulema yaşasa banane ôlse banane.
Bir yol ayrımında karşılaştık ikimizde hayli yorgun onun gôzlerinde dipsiz uçurum benim dilimde ahlarım ikimizde yarım ikimizde harabe eski bir yalı gibi tahtaları çürümüş yıkılmak üzere, bilemedik nasıl toplarız birbirimizi o kadar gücümüz varmıydı hayat denen kasırganın yakıp yıktığı gônül bahçelerimizde yeniden taze güller bitermi, ne o cesaret edebildi ne benim gôzüm kesti ve herkes yoluna gitti.
Yolum düşmez diyorsun hüzün kokan şiirlerine çıkmazlarda kaybolsamda satırlarına uğramaz yolum, beni yok say diyorsun bana dair hayaller kurma bitkinde düşsem tutmasada elim kolum kesişmez seninle alın yazım, kuş tüyü yastıkta olsa dizlerine düşmez başkasına sevdalı başım, yinede bekliyorum seni üşürse ellerin yitip giderse umutların çık gel ardına kadar açık gônül kapım.
Omuzumda bir başlık yer ayırdım kederi tanıdık hüznü kalbime akraba yorgun ruhlara, gôğsümün çukurunda bir gecelik mezar ôlü aşkların gômüldüğü, düşlerimden çaldığım renkleri babamdan yadigar paltomun astarına sakladım, biraz mavim var birazda kendini güneş zanneden karalarım.
Yôresel dilde düşmek istiyorum bir kalbe, asırlık bozulmamış ôzenle saklanmış kitabe, gônlünü kuşatıp ilan etmek bana ait kurtarılmış bôlge barikatlar içinde, ben unutulmuş ücra bir kôy o şubatta kar olmalı yağmalı yoluma bahçelerime.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!