Şu canım şiiri biraz soyutla
Gerçekler çırılçıplak kalmasın
Ebruli şal ört üstüne
Çevir kazı yanmasın
Çocuksu somutluk gereğinden fazla
Eskiden aşklar vardı /şimdi ne oldular
Ucu yanık mektuplar yere düşen mendiller
Gökyüzü gibi büyütülen sevgiler
Ulaşılmazdı saygıdeğer her daim kibar
Eskiden aşk şiirleri vardı/şimdi ne oldular
Özledikçe depreşir yürekler ağlamaklı
Ülkeler ayırıyor bizi kilometreler
Hep bir yolculuk heyecanı sarar telaşlı
Ayrılık sen türkülerde değilmişsin meğer
Adı hasretmiş kanayan yara dokundukça
Yağmurun ayak sesidir rüzgâr.
Takar peşine boz bulanık bulutları,
Hazan gözyaşı olur basınca efkâr.
Kızılca kıyamet kopacak sanki
Enikonu kararsız duruyor bak,
Eskiden ne güzel şiirler yazardım
Adrenalini bol ritimli mi ritimli
Sonra nedense heceye daldım
Bir süre kurtaramadım kendimi
Ben mi değiştim hiç bilemedim
Şiirin anlaşılmazı yeğdir benim için
Bir muamma olmalı merak uyandırmalı
Anlamı çok olmalı okuyan herkes için
Sarıp sarmalamalı heyecanlandırmalı
Karanlıkta ayak seslerinden tanınmalı
Tuhaf gelmiyor artık bana
Ihlamur ağaçlarından düşen
Gün yağmurlarının heyulası
Ömrün en vehim kıstağında
Anımsanan
Habis bir urun ilk tanısı
Sonbahardı, kırıldı kolum kanadım,
Sen gelmez oldun tükendi umudum.
Nice baharlar geçti kalmadı takatim,
Göçmen kuşlardan haberin sordum.
Bilmem hangi mevsim kavuşturur seni,
Hayat dediğimiz şey
Meğer ne kadar boşmuş
Sensiz anlamsız her şey
Gönlüm senle doluymuş
Bu hasret dayanılmaz
Yaşam ölüme giden yoldur
Sonsuzda kesişir bu varsayım
Ölüm yaşama eğreti durur
Dinle kozası yırtılan tırtılın sesini
Bilmezden gelir kelebek olunca
ŞİİRLERİNİZİ TAKİP EDİYORUM.BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN YANI YAŞANMIŞLIK DUYGUSUNU HİSSETTİRMENİZ.TEBRİKLER.SAYGILARIMLA