Durun ulan, vurmayın…
Babacığım zaten hırpalıyor beni
Evire çevire dövüyor
Her Cumhuriyetin günü…
Kürt olaydım, alevi olaydım
Komünist, marjinal olaydım
gece gecikince uykuya
sen düşüme düşersin…/ dert değil
portakal kabuklarından fal tutarım
yusuf’un düştüğü kuyudan ses gelir
inler minareler aşka çağrı makamında…/ din/ler(misin)
ıskalama ey talip
Cahil ister kaymak yemek
Kitap ne der; duymak gerek
Kural, nizam uymak demek
Bazı tatlı, bazı da sert
Onsuz olmaz; eğitim şart
Yordun bizi, yordun artık
Sen neymişsin fani dünya
Bak, yolun sonuna vardık
Zevkin, sefan hani dünya
Şeytan küfre çağırıyor
Savrularak geliyoruz doğurgan döngülerin içinden
Zamanın nan/kör bıçağıyla kesiliyor ayak seslerimiz
Kesiliyor Ankara’da kuş sesleri…
Sonra
Serseri çekirge gülüşleri topluyor kırlarda karıncalar
bulutlardan fal tutan haramiler
gökyüzünü maviye buluyor
susturucu takılmış kılıçlarıyla…
insan
bir mısır koçanı sabrıyla yağmur bekliyor…
Omuz omuza verip; kenetlenip el ele
Bin yıldır, bu toprakta yaşıyoruz; bilinsin
En kahpe gecelerde, en kara günde bile
Yüreklerde bin umut taşıyoruz; bilinsin
Ne kadar düşman varsa, üstümüzde elleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!