Mazlumların dinmeyen göz yaşında belirdim
Akıllı insanların şuurunda delirdim
Ben de seni ey ülkem ne kudretli bilirdim
Hep boşaymış hayaller, boşunaymış umutlar
Ben yastayım yıllardır, zaferi kimler kutlar
Hak tavsiye edilmiş ulu risalet ile
Payidar olunamaz halka ihanet ile
Devlet ki devlet olur ancak adalet ile
Dönüp baksın tarihe Osmanlı’ya kızanlar
Kahrolsun bu milletin dirliğini bozanlar!
Siyah beyaz anlamayız
Yalan bizden uzak olsun
İtten, çakaldan korkmayız
Yılan bizden uzak olsun
Tahkir eden ve hor gören
Kim ne derse desin, bırak
Vatan senden geçemeyiz
Sevdamıza sen son durak
Vatan senden geçemeyiz
Kim demiş ki kaçarız be!
"Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler." demişti ya Yaşar Kemal, "iyiler çok yaşamaz" demiş ya atalarımız,
"güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa" deyip gönüller tahtına oturmuş ya ışığa hasret kalan dünyasıyla bizi aydınlatan Aşık Veysel...
İşte biz onlardan öğrenmiş, onlardan dinlemiştik aşkı, sevdayı, hüznü, vedayı..
Zaten öyle değil miydi?
Şu masmavi gök kubbenin altında söylenmedik söz, yaşanmadık an(ı) , hissedilmedik duygu, üflenmemiş köz, öfke duymamış yürek var mıydı?
Ama belki sevgide en kıskancımız ve en bencilimiz;
Hakikatin yolu birdir
İki diyen halt eylemiş
Haktan uzak her teklife
Peki diyen halt eylemiş
Mazlumu her gün ezene
Ortalık toz duman.
Ekinoksu da uğurladık.
Değişen ne? Kuzey yarımkürenin gün ışığından yararlandığı sürenin uzamasından başka değişen ne?
Orijinal beddualar ezberledik kutsal kitaplarda rastlanmayan türden.
Ve bir yeni yıl daha geçip gitti ardına bakmadan.
Aşkın dikenli yollarında ilerliyoruz.
Bilmiyorum sana nasıl yalvarsam
Gözünü sevdiğim gitme ne olur
Vazgeçme dediler her kime sorsam
Özünü sevdiğim gitme ne olur
O engin ruhuyla gönlüme sığan
Ölümsüzlük içeriz
Ecel bardağından.
Bir bakarsın ateş olup,
Yanar ruhumuz.
Kim bilir kanatlanır da
Kibir dağından,
Gidenlere kal demeyiz
Gelene canımız feda
Vatanını candan aziz
Bilene canımız feda
Yüceltmeli halkımızı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!