Ercan Demirci Şiirleri - Şair Ercan Demirci

Ercan Demirci

Düzen böyle kurulmuş, gidecek böyle
Artıyor acılar haz öncesinde
Düşün, konuş, tartış ve söyle
Gelmez mi baharlar yaz öncesinde?

Dikkat et, sırrını açmadan evvel

Devamını Oku
Ercan Demirci

Unutma o günü, unutma oğul
Bir destan yazıldı 15 Temmuz’da
Yaşamak münferit, ölümse çoğul
Mezarlar kazıldı 15 Temmuz’da

Bir akrep düşmüştü kucağımıza

Devamını Oku
Ercan Demirci

Kıvrak, gevşek, titrek yürüyüşlü ama bir o kadar da delikanlı bir bitirimi(Mükremin Çıtır) canlandırıyordu. Fakat hala düşünür dururum; Mükremin Çıtır mı Yılmaz Erdoğan’dı, Yılmaz Erdoğan mı Mükremin Çıtır’dı? Biri birine dönüştü ama hangisi hangisidir karar vermiş değilim.
Elinde biteviye salladığı tespihi bir yana, geniş uyluklarıyla sakladığı küpeşte başka bir yana sallanıyordu. Mehdi’yim diye tuttursa ilk hücceti ve kerameti kendinden menkuldü. O derece yani. Sürekli bir sarsıntı ve kaynama hali vardı vücudunda.
Çok sonraları ÇGHB’nin(Çok Güzel Hareketler Bunlar) sahnesinin merdivenlerinden çıkarken daha da belirginleşmeye başladı bedenindeki bu helezonik rezonans. Ne yalan söyleyim başka birinde çok acayip görünecek bu hal onda esaslı bir karizmaya dönüşüyordu. Yoksa İsmail Baki Tuncer’in tiplemelerinden etkilenip de yazılan şeyler değil bunlar. İhtimaller her zaman kendine konforlu bir yer bulabiliyor şu hayatta. Her ihtimalin geçerli olabileceği bir dünyada yaşamak acı verici de olsa, ihtimal umut ile üvey kardeştir kaybedenlerin gözünde. Umut biter ihtimal yola devam eder.
Fakat ne hazin ki Yılmaz Erdoğan da yer çekimine karşı duramayan faniler kervanına katılıyor ve yaşlanıyordu. Kafasında bir uzay yalnızlığı çeken ve yörüngesinden kopmuş bir mekik gibi duran kır saçlarıyla ağır ağır yaşlanıyordu. Saçlarının aksine bıyıkları ise inadına gürlük, inadına özgürlük diye bağırıyordu.
‘Gam vurur, gam zedeler. Sinemi hakkak delemez. Delerse Gamze deler.”
O denli hüzünlü ve buğulu sesle daha ne kadar genç kalabilirdi ki insan. Kemancıların neden ince hastalığa daha kolay yakalandıklarını çok iyi anlayabiliyorum şimdi.

Devamını Oku
Ercan Demirci

Keder yağmurları çiler gönlüme
Kalbime kök salar gam yavaş yavaş
Zafer şarkıları gelir dilime
Gözlerime dolar nem yavaş yavaş

Fikir bire muhtaç ülkü de bire

Devamını Oku
Ercan Demirci

Çizgi çizgi duran yanık alnımdan
Akar damla damla, ter olur ülkem.
Tek dileğim budur yaradanımdan
Daim bütün olur, bir olur ülkem.

Emek olur dirgen tutan ellerde

Devamını Oku
Ercan Demirci

gözleri göçmen kuşların gözlerine benzer
ürkek, tedirgin ve
bir avcıyla göz göze gelmiş kadar kaygılı

sanki binlerce yıl evvel göçmüş ataları
sonra kalıvermişler o yerlerde bir başlarına

Devamını Oku
Ercan Demirci

Senin gibi bir güzeli
Görmedim hiç Leyla Leyla
Senden ayrı yaşamak suç
Bilmedim hiç Leyla Leyla

Çok aradım bulamadım

Devamını Oku
Ercan Demirci

Yollarıma gül döksen de
Gelemem yar, gelemem ben
Bin ah edip, of çeksen de
Gelemem yar gelemem ben.

Gelemem yar, gelemem ben

Devamını Oku
Ercan Demirci

Sen bizim elleri bilir misin dost
Yokluk ve kavgadan illallah dedik.
Sormadan aslını, bakmadan boy pos
Her yüze gülene eyvallah dedik.

Deli küheylanlar kesildi hızdan,

Devamını Oku
Ercan Demirci

Duvardaki resimler
Odamda ağlıyordu
Üç sözcüklü isimler
O damda ağlıyordu.

Kimseler bilmese de

Devamını Oku