Yitirilmiş bir sevdanın
Sene-i devriyesinde
İçine kırağı çalmışçasına
Üşümüş, hem hasta
Tek başıma
Öylece yastayım
Bu sefer acele etme diyor şiir.
Ağır ağır yürü sokaklarında,
İkindileri buram buram
Ihlamur kokan bu şehrin...
Laftan anlamıyor ayaklarım.
Yanardağın üzerinden atlasam,
Kabul olur mu, bu gece tüm dualarım...
Yoksa, dileğimi koynuma alıp,
Gül bahçesinde mi sabahlamalıyım...
Bilmiyorum ki,
Ateşe mi, güle mi geçer nazım...
Hayat denen oyuna tek kişilik kesilmiş biletimiz,
Belki de sınavımız bizim, seyri seyranından güç seremonimiz...
Sol yanımda sadece sen olmalıydın oysa
Her ağartıda, her yeni oyunda rol arkadaşım
Fikir ve gönül sarayımın yegâne direği
Şiir diyorsun da, oluyor mu?
Olurunu bir sor bakalım…
Bir sorsana neredesin, ne haldesin.
Bir zamanlar sana yandım diye mi,
Bunca işve naz, bu haksız samimiyet.
Destan destan miğferinden çaldığım
Kul gücümle var olmaya daldığım
Yutkunuluşlarının mirasyedisiyim Kaf,
Al sana senden ırak koskoca bir itiraf...
Çözülmedi henüz, sözcükler mi benim
Bin bir suali sabırla yanıtlayarak
müsaade için, bir bir
iki bilet alacağız önce gişeden
ve uçaradım döneceğiz
otobüse giden köşeden...
Birazdan İzmir olacağım.
Gözlerim körfez mavisi
Saçlarım yeşil irisi
Kaşlarım seyir terası olacak...
İmkansız mı?
Doruğunda sevdik elbet tüm sevmelerin
En koyusunu içerdik al’dan meylerin…
Âlâ sayan ve hattı zatında
Tadına doyamayanlardandık
Hat’ta yar ile hasbıhalin…
Ağaçlar sonbaharı karşılıyor kentte
Yeşiller sarıya çalıyor bir bir...
Rüzgârda hafif gramofon ahengi
Başladı Beyoğlu'nda sevi telaşı
Son turnalar katar olmuş göçte
Aşka davetiye midir, bu nirengi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!