Allı gelin, allı gelin
Dudakları ballı gelin
Ben sana bakamazken
Eller sarmış seni gelin
Ömür boyu beklediğim
Hatırlamaz mıyım be!
Bahardı, sondu
Yâren bir âşık oldu
Beyoğlu ıslak
Gözleri buğulu
İstanbul ‘ a Eylül kondu
Saymıyor muyum sanıyorsun
Hasretine eklediğim hasretleri…
Özlemiyor muyum heceleri
Sevdaya kurulmuş yürek vazgeçer mi seviden,
Rüzgâr poyraz olsa da gemi döner mi seferinden...
Hep aynı hikâye değil mi?
Her masal diğerleriyle aynı
Prensler beyaz atlı
Prensesler masum, uykuda.
Ne yalanlanmışlığı sözlerimin
Ne aldanmışlığı gözlerimin
Hatta sığınaksız bırakılmışlığı bile hislerimin
Alabora edemedi bu hezarî yüreği
Sende sil o işgüzar yaşları, gizlerindeki
Hiç, hemde hiç acımadı ki...
Aşk laftan anlasaydı,
Alim olurdu...
Alim seni bir görseydi,
Aşık olurdu...
Meğer ne çok sevmişim
Ne kadar alışmışım
Bilmiyordum, inan bilmiyordum
Bilseydim, böyle sebepsiz suskun
Kaçar mıydım sanıyorsun
Bu günlerde buram buram İzmir kokuyor burnumda
Öyle ki zamanlı zamansız
Yumup tekrar açıyorum gözlerimi.
Belki diyorum,
Belki dönmemişimdir...
Yeter çağladığı nazarlarının,
bazı gün hazan yeşili
bazen de, deli mavi
sade bir çift göz değil
Sanki yağmur ertesi,
gökkuşağı timsali...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!