Az sabredin, sonu refah
Diyenlere kanıyoruz.
Beyaz değil, belli siyah;
Karayı ak sanıyoruz.
Söyle Kaptan, hedef nere?
"İki bin yirmi yılı" geliyor, çağlayarak;
"İki bin on dokuz" da gitti, el sallayarak.
Kimsenin gücü yetmez, zamanı durdurmaya;
Gelen takvim yılını, ortadan kaldırmaya.
Yorumlara bakıp, açmak mı lâzım;
Üstüne soğuk su içmek mi lâzım?
Bunlara cevap mı? Tenezzül gerek.
Şeytanı görmeyip kaçmak mı lâzım?
Mazlumoğlu der ki, itler ürürken;
Dünyalı değil ki zaten, besbelli;
Sanki gökyüzünden geliyor gibi.
Bakmak için değil o keskin gözler;
İnsan yüreğini deliyor gibi...
Güzellik şanından saltanatına,
Barış deyip vuranları
Ezmenin zamanı geldi.
Türk’ün bağlı kollarını;
Çözmenin zamanı geldi.
Gafil kişi kem küm eder,
Belayı, fitneyi baş tacı etmek,
Bilmem namus mudur, ar mıdır dostum?
Milletin başına bu yağan nedir;
Acep dolu mudur, kar mıdır dostum?
Her adımda hesap olur Tilki'de;
Kaderde suç arama,
Yıllardan "seksen" kara.
Hele "12 Eylül"
Kara içinde kara.
Canilerle kol kola
Zelzele demekle anlatılır mı?
Bu tarih ebedi unutulur mu?
Ağustos ayları hep gama salar;
“On yedi” demeyin, gözlerim dolar.
İster "Bayram" deyin, ister "Gün" deyin;
O gün gönüllere aktı Türkçüler!
Büyük Türkçü, tuğ kaldırdı kükredi;
Türklük ateşini yaktı Türkçüler!
Bozkurtlar uludu, kutlu sesiyle;
Bilmem mebus mu olsam, gösterişli abası;
Bu geçim darlığında, dolgun maaş cabacı...
Bu zamanda pek lâzım, gücüme de güç katar.
Etiketi fena mı, yedi ceddime yeter…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!