Araftayım ne yaşayabiliyorum ne de ölebiliyorum
Ömrüm koca bir enkaz olmuş altında kalan ben
Enkaz altındayım soğuktan donarak aç susuz bekliyorum sessiz çığlıklarım var
Şeytanlar kör sağır dilsiz susmuş vicdanlar
Selamı dinliyorum et kemik yığını ceset olarak enkaz altındayım
Ne kurtaran var beni enkaz altından ne de ölebiliyorum enkaz altındayım
Vuslat Risalesi – Nihal’im
Bir perde iner zihnime, karanlık değil de bir sır,
Her son, bir başlangıçtır aslında, döngüdür adı.
Lakin ben, dönüşü olmayan bir yoldayım,
Kumlarda kaybolmuş izlerim,
Nihal’im,
Senin ruhun özgür bir kuş gibi,
Bireyselliğin gökyüzünde dans ediyor.
Zamanın kalıplarına sığmaz,
Ne geçmişin zinciri ne geleceğin baskısı tutar seni.
DİJİTAL EMPATİ ARAYIŞI
I. SANAL ÂLEMDE BİR NİHAL
Ekranlar soğuk, ruhlar ıssız...
Nihal'im, senin sesin uzaklarda kalmış,
Nihal’im ve Gölgenin Işığı
Halk bağırır: Hak! Hukuk! Adalet!
Ama Nihal’im, seninle uyanan güneş,
Her sabah biraz daha gecikir yüreğime.
Ve doğduğunda,
Nihal’im…
Ne güzel söyledin.
Bir çiçeğin sabah rüzgârında titreyen dalı gibi zarif…
Bir sevdanın iç çekişi gibi derin…
Bir bakışta yeşeren umut gibi taze…
ÜÇ KAPILI HAN – Nihal’ime Armağan
Giriş: Yolcu ve Nihal’im
Uzak diyarlarda, zamanın kendisini yavaşlattığı bir handa durdum:
Üç Kapılı Han…
Nihal’im, senin varlığın gibi, sessiz ama her köşede hissedilen bir ışık gibi…
Ben bu dünyada bir yolcudan öte,
Bir anlık bir ziyaretçi idim;
Geçip giderken seni sevmek değildi niyetim;
Seni bulmak,
Seni tanımak,
Ve seninle HAKİKATE yürümek istedim…
Nihal'imin Sessizliği
Ey Nihal’im, bakışlarında duran sessizlik,
Varlığımın özüne çekilmiş bir ilk hat, bir Elif'sin.
Her bakışın, varlığımın ipini koparır,
Nihal’im: Aşkın Varoluşun Risâlesi
Giriş: Yolcunun Kalbine Merhaba
Nihal’im, senin varlığın bir yolculuktur.
Her nefesin, her bakışın, evrenin derinliklerine açılan bir kapıdır.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!