Bazen bir veda,
Bin merhabanın hatırasıdır…
Giderken bıraktığın gölgen hâlâ kapımda,
Ve ben her gün sen geliyormuşsun gibi
Bir gölge düştü yüreğime,
Kutsal ve lanetli bir sır gibi,
Sen vardın, yoktun,
Dilimde bir kelime, kırık ve eksik.
İnancım sarsıldı, sensizliğin fırtınasında,
Karanlık çökerken gecenin en sessiz saatinde,
Gözlerimde kalan son ışık, senin hatıran.
Bir damla yaş süzülür sessizce yanağımda,
Ve kalbim hâlâ seni arar, bekler sabırsızca.
Gözlerindeki vedaya dokunmak isterdim,
Sessizliğin içinde kaybolmuş o bakışlara.
Söylemek istediğin kelimeleri duymak,
Ama zaman suskun, ve sen yoksun artık.
Yol uzun, rüzgâr sert,
Ama kalbim sağlam, inançla dolu.
Her adımda Allah’a sığınıyorum,
Helalliğe giden yolda sabırla yürüyorum.
Hiç Olmamış Gibi Sevenler başlığıyla yazılmış, gecenin içine sığınan bir şiir…
Yalnız kalplere, bir daha başlamaya cesareti olmayanlara…
Hiç Olmamış Gibi Sevenler – Bölüm 6
Hoş geldiniz,
Aydınlık insanlar…
Sizi çiçekle değil,
Çığlıkla karşıladılar.
(Madımak’a Adanmış Davalar – VI. Şiir)
Pencereye koştum.
Cam yoktu.
Gökyüzüyle başlar bazı cümleler,
orada ne bir nokta vardır
ne de son.
Yalnızlığı göğe yazanların
hiçbir rüyası eksik kalmazmış,
bunu geç öğrendim.
Bir çığlıkla başlamaz her son,
Bazen sessizliktir, yankısını duymadığın...
Yalnızlığın en ince yerinden geçer zaman,
Bir rüzgâr öper alnımdan,
“Unut” dercesine — ama bilmez,
Unutmak, suskunluktan ağırdır bazen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!