Dili tenha bir coğrafyada
Esmer bir akşam üstü
Alnı öpülmemiş
Bir gelin duvağında
Mavi hasrete gidesim var..
Gecenin mavisi diyorsak
Mavi sevdiğimizdendir
Kimse kendini gece sanmasın
Bırak ay gitsin sen kal diyorsak
Yıldızları sevdiğimizdendir
Kimse kendini şiir sanmasın
Bir şiirin
Bir türkünün içinde alnımın yazgısıydın
Bir dengbêjin sesindeydin, içimde ağıt, ağıt
Sen bunu anlamazdın
Sana koşarken her seferinde düştüm
Dizlerim kanadı, derin yaralar açtın
Bir şiirin
Bir türkünün içinde alnımın yazgısıydın
Bir dengbêjin sesindeydin, içimde ağıt, ağıt
Sen bunu anlamazdın
Sana koşarken her seferinde düştüm
Dizlerim kanadı, derin yaralar açtın
Gözlerine bakıyorum
Şiir görüyorum
Gülüşüne bakıyorum
Eski bir türküye dalıp gidiyorum
Yüzün mavi gökyüzü, mimiklerin roman
Endamın dört mevsim çiçek açmaya durur
Sevişmekten öte birşey bu
Dudak kenarını öpmek
Günah sayılıyor
Birde alelâde ayaküstü sevişen
Ayrılıklar var
İnsani yanlarım ürperiyor.
Dünya özlem ağacıdır
Gölgesine gülen ağaç, geceyi özlemekte
Gece çöker, kanar yaralar
Yürekten dökülür dudağa, kısık sesle bir türkü
Sessiz bir derinlik, yaprak susar
Bir eşkiya, gecenin mavisini öpüyor, günah işler gibi
Yaşadığın şehre yolumun düştüğünü düşün
Senin şehrine geldiğimi
Sana yürüdüğüm her adımda
Yüzüme çiseleyen yağmur damlalarını öptüğümü
Senin sokağına yürüdüğüm anda
Düşüp öldüğümü düşün
Küçük bir kasabanın, tren garındayım
Ayrılığı biriktiren, hüzünlü bavullar
Evde öylece, ulu orta, bırakılmış anılar
Raylara dökülmüş sarı yapraklar
Eylül'ü gördüm, toparlanmış gidiyor
Ekimin habercisi bu sisli havalar
Hasretle geldim
Senin sokağındayım
Çık gel kapıya
Bir selam, biraz da hal hatır soralım
Malumun, mevsim kış
Memleketi konuşalım........




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!