Hayat, neden böyle acımasızsın?
Hangi sözüm seni bu kadar kızdırdı?
Sana açtığım yüreğimi kör bıçakla kesip attın,
Kanın durmasın, hayat.
Her sabahı yeni bir umutla selamlamadım mı?
K:
Ya, bakma öyle, utanıyorum.
Ya, lütfen bakma!
Ama ya, yaaa...
E:
Sesinden herkes anlar seni,
Önemli olan sessizliğinden kimin anladığı.
Her yola herkesle gidilmez,
Bazıları imtihandır, bazıları ders.
Hayat hızla giden ok gibidir, hedefi şaşmaz,
Rüzgârı hesap etmeyi öğrenmen gerek.
Hiç gelmemiş gibi gitme,
Hiç sevmemiş gibi bakma.
Yakma yüreğimi;
Sessizliğe daha ne kadar dayanır,bu yuregim,
Bilmiyorum.
Ey beşiğini salladığım hayat
Kıyısında hayallere daldığım deniz,
Yüzüme yansıyan güneş,
Yanağımı okşayan rüzgâr.
Andım olsun ki bir gülüşüme
Titrek bir mum alevinin aşkı gibi çıldırmış tüm sevdalar,
Yürek dehlizlerinin derin fay kırıkları yüreğimde kaldı.
Hasretinin ayazı dondurdu içimi;
Her yer kar, buz,
Stabil ve sıradan sigaramdan süzülen duman,
Sözsüz bir dil,
Belki de hayatı minik bir tırtıldan öğrenmek gerekirdi…
Bir daha asla tırtıl olamayacağını bildiği hâlde,
Canla başla kelebek olmaya çalıştığı için.
Hayat bir mücadele değil miydi?
O hâlde yorulmak neden?
Bir şiirlik,
bir mısralık,
bir şarkılık kalsaydın benimle…
Islak saçlarını kurutsaydım nefesimle,
göğsüme yatırsaydım başını,
kapatsaydım tüm seslere seni.
Hazan oldu, hazan oldu,
Gidişinle yüreğim hazan oldu.
Tenimde kokun yok,
Dudağımda adın yok.
Baharım kışa döndü, yokluğunun adı hasret oldu.
Yalan mıydı bakışın,
Seni seviyorum.
Seni sevmek için yaratılmışım ben.
Ellerim,
Yüzüm, gözlerim,
Her bir hücrem,
Her bir ayrıntım sesin.
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.