Ben kederinden dalları yerlerde savrulan
Akasya ağacının gölgesine sığınanlardanım.
İçi içine sığmayan bir yaman tez canlıyım
Ben kitabı başından değil
Sonucunu baştan okuyanlardanım.
Daha kötüsü kendi şiirlerini bile
Gündüzler rızık arayan sesiz yığınlarındır
Geceler ise yüreği yorgunların sığınağıdır
Töre suskun toprak kavruk gök mavisinin rengi dönük
Sadece kuru bir söz vefayı izaha yetmez
Benim en güzel düşlerim
Sende kaldı
Kırmızının hası
Gök mavisi
Yaprak sarısı
Çimen yeşili
Güzel şeydir birinin önemli birşeyi olmak
Ama benim duygu dünyam dalgalı deniz
Biz sevdamızın ardından ölüme bile gideriz
Bu yüzden kızgınlığım alabildiğine hoyrattır
Kırgınlığım ise ummandaki gemi kadar sessiz
Kaldım bu yabana ellerde sevgisiz
Hani unutmamı istiyordun ?
Yoksa unuttum diye mi korkuyorsun?
Sonumuz ayrılıktır madem
Sensiz güzel günleri de görmeyeceksem
Neden bir türlü unutamıyorum
Atamıyorum seni rüyalarımdan
Neden her şey kayıyor umutlarımızdan
Beklentilerimiz tükendi bu dünyadan
Yaktılar bizi aşk ateşinde acımadan
Ne hoştur sevenin bir gül ile birlikte açması
Kat be kat yükselen göklerde
Kuşlar gibi özgürce uçması
Seven yürekte hüzün beklemez
Bulutlara ulaşıp yağmurlarla birlikte ağlaması
Kızgın çölde susuzluktan dudağı çatlayan
Sevenleri kader ayırmaz
Genellikle kör inatları ayırır
Bazende gidecekleri yol
Giderken ayrılacakları kol
Sebeptir derlerse de inanma
Artık ne önemi var ki?
Akşam yürüdük seninle
Şu kadim şehrin boş sokaklarında
Bak bu şehre neler olmuş
Güzel olan her şey sanki kaybolmuş
Evler boşalmış ocaklar sönmüş
Başı dik çatıların omzu düşmüş
Gözlerinden süzülen o izler
Nergizden kurumuş damlalar
Onlar hayatın bir başka yanıdırlar
Sil artık o güzel buğulu gözlerini
Gözyaşına bir daha gerek kalmasın
Hasreti boynu bükük yare en güzel




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!