Durumum ne kadar kelek?
Ne kadar sürer ki ayrılığın sancısı
Veya aşkın kendisi?
“Dilediğimiz kadar” mı,
Yoksa ”Çekebildiğimiz kadar” mı?
Üçüncü şık:
“Engelleri aşmak ya da etrafından dolaşmak”:
Hepimizin sonsuz kez sınandığı bir olgudur yaşamda.
Denize hasret ve tutkun ırmak ve dereler
Önce, aşamadığını dolaşmayı seçerler.
Değilse:
Yenilgiye mahkûm olmaktansa bir dağ başında
Sevda,
Hasretine düşmektir sevdiğinin
Daha dememişken elveda.
(Hep söyledim, hasretim sana.)
Sevda,
Birikmiş kısa şiirlerim var;
Dökelim bakalım pazara;
Gelmezler inşallah nazara:
Cehalet çok bildiğini sanmaktır.
Uzun şiirler yazamıyorum
Uzun uzadıya kızamıyorum
Aşırı coşup azamıyorum;
Kısa iyidir!
Hem ne demişler:
“Boyu değil işlevi!
Evet,ben bir hata yaptım.
Peki,sen benim için ne yaptın?
Bir kağıt peçete idim sanki,
Sümkürdün ve attın.
Affetmek olunca mesele
Niyet namaz kılmaksa,
Her gün cem etmeye ihtiyaç yoktur,
Öğleyi geciktirip ikindiye;
Amma, işine gelmeyen fetva yanlıştır;
Velev ki ait olsa da Ebu Suud Efendi'ye.
Kim bir büyük (veli) tarafından sevilmişse
Başarıyı kendinden değil ondan bilmişse
Harama düşse hemen pişman olmuşsa
İman etmiş dosdoğru namaz kılmışsa
Ondan bahtiyarı yok, bekliyor cennet.
Bir bilmediğim daha çıkıyor her gün,
Cahilliğim büyüyor içinde bildiklerimin.
Doğum da düğün ölüm de düğün,
İzleri kalıyor sadece sildiklerimin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!