Tıpkı nefesimin kesildiğini sanmam gibi seni görünce,
Ölünce,
Nefes almayı unuttuğumu sandım önce;
Değilmiş.
Sayılı nefesim bitmiş.
Baktım ki bu yaş olayına fazla taktım,
Dedim ki belki azıcık noksanım,
Ama ne eksiğim var akıldan,
Ne de bir yerlerden sakatım.
[Ey kadın !
Noksanım ama eksik değilim,
Geçen geçti, belki gelmez gelecek,
Gelse bile kimse bilmez n’olacak,
Kim kalacak, kim ölecek, gidecek;
Anı yaşa, bir nefestir yaşamak.
Carpe diem !
Alıştın mı yokluğuma?
Alışma!
Korkuyorum:
"Görüşemeyiz," dersin " artık bir daha."
Bir çiçekler çok güzeller dünyada
Ey sevdiğim,
Gitse de gitmese de hoşuna,
Pek çok ömür geçip gider boşu boşuna.
Bilsem ki kimse gelmeyecek,
Benim dönmeni bekleyecek.
Ha öldün, ha ayrıldın,
Bir gün sürer unut(ul)mak;
Bırak, hayır ile anılsın adın,
İyi bir şey değil ah almak.
Olmaz kendi başına,
İnsana insan lazım;
Ocak lazım kışına,
Bahara Nisan lazım.
İnsan insana muhtaç,
Sağa sola çevirme, eğ önüne başını,
Yarınlara bırakma sakın ola işini.
Ne gençlik ne güzellik kalıcıdır dünyada,
Darda kalıp darılma, sık birazcık dişini.
Bilirsin büyükler öyle der:
"Babamla beraberim amca." dedi yeğenim telefonda;
Diyemedim, "Artık senin baban yok kızım; o öldü.",
"İyi mi?" diye sordum,
Görmüş gibiydi,
"İyi." dedi ve güldü.
Çok zaman geçmiş dünkü görüşmemizin üstünden,
Belki bin yıldır anlık ayrılık, yardan dostundan.
Nasıl bıçak sırtıysa imanla küfrün arası,
Bir söz yeter gitmeye, insanın kalmaz durası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!