Bir servi dalının dibinde yat da
(Cupressus Arizonica, Macrocarpa
Sempervirens veya Gouveniana)
Ne cins servi olursa olsun!
(“Gölgesinde yat deseydin bari! ” deme bana,
Güneşe göbekten bağlıdır gölge;
Tam vakti çekirdeksiz üzümün,
Beyaz ve siyah incirin;
Biraz daha vakti var narın.
Bir hükmü yok artık sözümün,
(Seviyorum seni, hem de çok diyorum yinede).
Ben gidince gidersin.
Ben,
(Belkide senin çok sonra geleceğin,
Ve ebedi benimle olacağın )
O yere gidince..
Ölmüştü dünyanın nadir iyi bir insanı,herkesin burnunda sızı,
Hep istediği gibi, Eyüp Sultan Camisinde kılındı namazı.
İkindi vaktiydi bir Eylül ayında hayli sıcak;
Saydım, içeride ben dahil tam ve sadece kırk kişiydi namaz kılacak.
Tam dolduramamıştık iki safı, yani iki tam sırayı.
Bu aralar
Buralar
Dar geliyor bana dar!
Ne yana baksam hatıralar;
İçinde sen olsan
(Neden yoksun yanımda şu an?)
Çok bilen cahildir,bilmediğini bilen alim;
Hiç bir şey bilmiyorum,nedir benim bu halim?
Vapuru asla kaçırmayın!
(Yoksa tufan olur boğulursunuz karada
Ya da herkes eğlenirken adada, siz Moda’da!)
Parasıyla bir yere gitmek daha güvenlidir, unutmayın!
Vapurda, iyi geçinin başkalarıyla
Birine kızıp dibini delerseniz
Sen beni ağlamıyor sanmaya devam et!
Sen görme diye Rize'ye yağıyor rahmet.
Bu yalan sözlerime kanmaya devam et!
İstemem İstanbullular çeksinler zahmet.
Mümkün olsaydı seni birkaç satıra sığdırıp anlatmak,
En güzel kelimeleri sıralayıp sana iltifatlar yağdırmak,
Herhalde kolay olurdu o zaman sana bir şiir yazmak..
Mesele,kalbimdeki,gözlerimdeki,ruhumdaki sen olunca,
Ezilirim seni anlatmaya yetmeyen cümlelerin ağırlığında.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!