Sizki...
Spartaküs oldunuz,
Yoksulluğa olan çığlığımızda.
Pirsultan kadar cesurdunuz,
Halkın,hakın ve emeğin kavgasında.
Yürüdünüz alanlara,meydanlara,
bütün okyanusları gez,
bildik,bilmedik bütün kıyılara,
limanlara yanaş,sığın...
en korsan manevralarla,
yasaklı,yasaksız bütün sulları yar,
ihlal et,
Diyarbekirliydi
kod adı Bahtıyar
uzun kirli sakallarıyla
saz çalıp,türkü söyleyen
sorgusuzca
yargılanmadan
bir üst geçitte,
mendil satardı...
orda tanımıştım.
adı,
Hıdır dayıydı...
cigaradan sararmış bıyıklarını,
kendi içinde yok edilmiş şehir,
kayıp ülkemsin,
hasretin içimde yanan bir kor gibi,
parçalanan yüreğimde bir çığlıksın sen.
yakılıp,yıkılmışsın,
yok sayılmışsın çoğu zaman.
Kızıl ve esmer tenli çocuklar dı onlar
Kızıl alanlardan geçtiler
Buğdaylar sararırdı kızılıklarından.
Vietnamda,Kamboçyada,Filistinde
Kızıl ve esmer tenli çocukların,
Cephesinde buluştular.
zaman gecenin bir yarısı,
soğuk ve başıboş sokaklarda,
bir başımayım.
seni imgeliyorum,
yürüdüğüm kaldırımın her bir taşına.
imgemin gerçekleşebilmesi,
Bir hoşça kal,
Bile demeden
Ansızın,hesapsızca gitti...
Tanıştığımda
Yabana sürülü kuş sürüsünden,
Arda kalan,
onlar doğup büyüdükleri yerlerden,
koparılıp gelmişler,
sevenlerinden,sevdiklerinden ayrılıp gelmişler.
bir garip yolculuğa çıkmışlar,
nereye gittiklerini bilmeden.
onlar ki yanlızlıklarını,yoksulluklarını,
bana ne oldu böğle?
ben eskiden
ne yağmur,ne fırtına dinlemezdim
seni gördüğüm gün
bir mum alevi gibi
titredi her yanım
Şair kardeş şiirlerin,de daima birleştirici olmanı türk milletinin inaçlarına saygılı kelimer sarfetmenizi arzu ediyorum yeteneklerinizi doğru kullanırsanız inanıyorum çok güzel şeylere imza atarsınız sygılar