İndir bayraklarını, kalbim
Yeter çarpıştığımız,
Ömrümü noktala artık.
Ödlek diyemezler bize
Elimizin erdiğince yaşadık.
Ah ruhum,
Unut demek kolay gel bana sor bir de,
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Devamını Oku
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Ona boşuna vazifesini öğretmeye çalışma bay gavurcuk! O kime nasıl davranması gerektiğinin dersini Rabbinden yeterince almıştır! Sana ne tür muamele yapacağını yakın temas sağlanınca enine boyuna görürsün!
ben varken ölüm yok.. ölüm varken ben yokum.. bari hazır yuriyel hazretleri ortada gözükmüyor.. geçeyim dalgamı ufaktan demiş... ne güzel.. şiir sofrasına.. hep aşk sevgi kahramanlık.. didaktik methiye servis edip..üzerine ukelalık şerbeti gezdirecek değil ya.. bir ağız tadı değişikliği olsun demiş.. ne kadar güzel.. ha ha ha..
.. amanın ne.. fırıncı pişirmiş ekmeği al..
ordan git bakkal çakkaldan.. mandıracının kotardığı biraz peynir.. az tereyağı.. tarım amelesinin devşirdiği zeytini al.. ko masaya.. ne var..
- ben şairim.. ben bir şiir pişirdim.. al.. ye..
..bumudur yani?..
tamam sözcükleride sen pişirmiyorsun.. dillerin etnomorfolojik kökenlere.. derinleme indiğimiz zaman.. austuralya amerika kibin.. iki sömürgeci imperyayı.. menşei avrupadan yayılma.. dolayısı ile.. sonradan görmüş.. iki anakarayı devre dışı bırak.. bir uçtan bir uca arapca lügatın hakimiyeti altı.. afrikayı çıkart sök at..ne kaldı?.. asya avrupa arası köprü dimi..
..diller anadoluda harman oldular.. luvilerin çağdaşı hattuşaşlılarla benzerliklerini çözümseme.. benim değil emanuel laroşenin işi.. pers zerdüşlerinin anatoli egemenliği.. iki asırlık beygir yayma macerası esnası.. atadıkları satrabların.. kaç asır boyu sadr biçeminde vücud bulması... roma vladlarının... bugün bile dilimizden atamadığımız.. devlet kavramını angaje etmeleri..
.. sümerlilerin helenlileri etkiler mitleri.. temmusu avgustosu.. avuca toka etmeleri..
..helenlilerin.. orta asya bozkırlarında.. sazandan başka balık görmemiş Türklere.. hamsi çipura istavrit levrek al takke ver külah etmelerinin araştırılması.. benim değil tarihçilerin işi..
siz bin yıl önce ne olmuşne bitmiş bilemez kağıt belge bulamazsınız.. yokluğu her tür martavalı yutturabilirsiniz ama.. 2500 yıl önce mermere kazınmış kabartmalar yalan söylemez.. taş içi damarları yılana mere benzetip.. dalga dalga yılan yılan demiş.. bir toplum onu mermer olarak kabul etmiş.. mermer sözcüğü olarak pişirilmiş konmuş ise önünüze.. sen o sözcüğü okura sunarken.. bunu ben pişirdim diye kimseyi kandıramazsın.. şairsen şairliğini bil.. en azından.. yine senin pişirmediğin diğer sözcükleri ilave et..
'' mermer kadar beyazsın ey yar
aşkın ile ölür birgün bu tayyar'' diye.. kendinden sıralama tasnif katmalısın..
.. tıpkı senin pişirmediğin ekmeği közde gevretip.. senin elde etmediğin tereyağını sürüp.. misafirin gönlünü kazanman gibi.. o sofraya kendi emeğin kendi alın terini katmalısın.. o zeytin yıkanacak.. biraz kekik pulbiber sızma zeytinyağı koy limon sık.. terbiye et..
yıka peyniri tuzunu al süz.. gerekirseerit tavada.. iki yumurta kır.. omlet et.. kabuklara dikkat et kalmasın içinde boğaza takılır..
okurun boğazına durmasın akıcı olsun.. çayını doldur şekerini kat karıştır avucuna ver.. kahvaltıdan önce ona abur cubur yedirme iştahını keser.. ağır yemeğipilavı tatlıyı meyvayı sona sakla.. temizliğe özen göster bir tane kıl çıkması bile o yemeğiyenmez kılar.. kimiokur utangaç olur.. ileri ana yemeğe sınamaz.. hemen önüne laf salatasını dayayıp koma..
..sonra çok güzel hazırlanmış bir pizza gavur sofrasında rağbet görür.. ama bizim okurumuz.. kıymalı pide sever.. az acılı olsun mümkünse.. sucuklu pidede sever.. yalnız pidenin kenarı çok kıtır olmasın.. ergimiş tereyağına bir fırça batırıp kenarları yağla yumuşasın.. dişi olan var olmayan var.. ayran ver yanında.. ne kadar sulandırırsan sulandırayran ayrandır ama ideali yüzde elli su yüzde elli yoğurt olmalı.. yoğurt ekşi olmasın.. taze olsun.. iyi çalkala köpürt.. dolapta soğut.. gerekirse ince kıyım salatalık doğra.. içenin bağrının harı alsın.. kim tadarsa tatsın Allah razı olsun bu güzellezzetleri bana tattırandan desin.. ama sen teşekkür bekliyeceğim diye gözü içine bakma.. bırak o karar versin öldüğünde rahmet ile anılıp anılmıyacağına..
.. daha yolun başında..isminin önüne aşık zırtabi.. ozan zortaboz.. şair mübdezel daltabanoğlu.. gibi sıfatları takmak edibe yakışmaz.. toplum karar vermeli kimin şair kimin aşık ozan olduğuna.. okuru doyur mütevazice köşeye çekil.. şairlik bu.. biraz ordan birdize.. biraz burdan bir mısra apar.. yamalı bohça gibi ko.. klişe beylik.. binlerce üretilmiş.. milyonlarla türevleri.. şiir diye daya bumudur yani?..
.. gerekirse sofrana komalı pasta
keklerinde.. hem börek.. yerinde değil
sanki yaprağı solan ağaç ki hasta
köklerinde bence pek derinde değil..
.. aman deyin devrilmemeye bak.. ehü ehü..eh eh eh..
henri efendiye gelince.. elbette güzel mutlaka akıcı bir fransız dili ile çok zengin betimledide.. bizim ülkeye gelince.. soğuyorlezzeti kaçıyor.. ben şöyle nazım sıcaklığı ile.. yağlanmış bazlama yesem yeterdi bence..
Zevcem,
ruhu revanım
Hatice Pîrâyende,
ölümü düşünüyorum,
demek ki arteryo skleroz
başlıyor bende...
Bir gün
kar yağarken,
yahut
bir gece,
yahut
bir öğle sıcağında,
hangimiz ilkönce,
nasıl
ve nerde öleceğiz?
Nasıl
ve ne olacak
ölenin son duyduğu ses,
son gördüğü renk,
kalanın ilk hareketi
ilk sözü
ilk yediği yemek?
Belki de birbirimizden uzakta öleceğiz.
Haber
çığlıklarla gelecek,
yahut da ima edecekler,
ve kalanı yalnız bırakıp
gidecekler...
Ve kalan
karışacak kalabalığa.
Yani efendim, hayat...
Ve bütün bu ihtimâlât
1900 kaç senesinin
kaçıncı ayı
kaçıncı günü
kaçıncı saatinde?
Zevcem,
ruhu revanım
Hatice Pîrâyende,
ölümü düşünüyorum,
geçen ömrümüzü düşünüyorum.
Kederli
rahat
ve hodbinim.
Hangimiz ilkönce
nasıl
ve nerde ölürsek ölelim,
seninle biz
birbirimizi
ve insanların en büyük dâvasını sevebildik
— dövüştük onun uğruna —,
«yaşadık»
diyebiliriz. Nazım Hikmet..
'sen bana bakma azrail
ben ne b.k yediğimi biliyormuyum
sen benim en sevdiğim meleksin'
gibisinden azraille samimi ve içten bir kafakol ilişkisinin safiyane masum ve içten dizeleri..
bizim Muzo görünmüyor epeydir arkadaşlar?
hasta falan olmasın?
Henri Michaux
Nausée ou c’est la mort qui vient?
Teslim ol, kalbim
Savaştık yeterince.
Bırak da ömrüm bitsin artık.
Korkalık etmedik hiç biz,
Yaptık yapabileceğimizi.
Ah, ruhum,
Ya gitmek zorundasın ya da kalmak,
Ver kararını.
Kah özenli kah hoyrat,
Duygularımı elleme böyle,
Ya gitmek zorundasın ya da kalmak,
Ver kararını.
Ben, hazırım bitirmeye.
Ölüm’ün Öğretmenleri,
Merhamet edin bana, nice yolculuklar yaptım
yanımda bir torba bile olmaksızın,
Olmaksızın bir öğretmen ya da para pul
ve başka bir diyarda iken şeref şan.
Şüphesiz kudretlisiniz, eğlencelisiniz hepsinden öte,
Daha duvarı bile atlamadan size adını haykıran
telaşlı bir adama merhamet edin,
Alın onu göklere,
İzin verin, alışsın huyunuza ve adetlerinize
becerebilirse şayet,
Ve içinizden gelirse yardım etmek, ona yardım edin yalvarırım.
Çeviri: Osman Tuğlu
Çok güzel bir çeviri; çok beğendim. Sayın Tuğlu'ya teşekkürler.
Gereksiz şeyleri bilmemek cehaletten sayılmaz.Asıl cehalet doğum ve ölüm arasındaki doğruyu bilmemektir.
ve günümüzde bu tip gerçek cahiller alim gibi yutturulmaya çalışılıyor.Yutan yutuyor yutmayan yutmuyor vesselam.
İki nokta arasında birtek doğru bulunur.Bana aksini isbat etmeye kalkmayın vesselam. :)
Çeviri bir şiir de olsa, gücünden ve görkeminden hiç bir şey kaybetmemiş (belki de keskinleşmiş) bir şiir...
İmgenin, tumturaklı sözlerin, abartılı uydurmaların kıyısına bile yanaşmadan diyeceğini diyen bir şiir.
Mütevazı bir şiir devi.
Kişileştirme şiir yapmaya yetmiş sözleri.Çeviri de güzel olunca okunası bir eser olmuş.
Efenim Feyzi beyciğim Amerikalı sığır çobanlarından Will Rogers namı ile meşhur bir zat demiş ki;’’Herkes cahildir. Ancak cahil oldukları konular farklıdır.’’
Misal bizde Cebrail,Azrail, Mikail,İsrafil diye bilinen dört böyük melek hırsitiyanlıkta yedi tanedir ve Azrail’e Uriel derler.
Şiirde illa da kendi inancınızdan bir şey bulmak için kel başınıza tarak vurmamaya, güneşe karşı gölgelenmemeye and içmiş gibisiniz.
Hem şiirle ilgili ilgisiz Zaman gazetesinden bir makale yok muydu paylaşaydınız.Müstefit olur ışıklar içinde kalırdık.
Ahir ömrünüzde size huzur ve sükunet diliyorum umuyorum sırt ağrılarınız geçmiştir.Gerçi Vahap bu konuları iyi bilir size teskin edici bir takım nebatat kaynatılarak yapılan otlardan falan tabii şifalar tavsiye edebilir.Rabbim onun gibi, Nurani gibi, Sinan gibi civanmertlere yardım etsin.İhtimal ki ağrıyan dizler ile, onları ovalayan buruşuk ellerin sohbetine bol bol kulak misafiri olmaktasınız şu sıralar. Siz gibi pir-i fanilere de şifa ihsan eylesin.
Takılmamıza alınmadınız umuyorum. Selam ve dualarımız sizinledir.
ölü denilemez bize
surat asıyoruz diye
yok sayılamayız şehrin ışıltısından
kedileri seviyoruz hala
maviş kız çocuklarını da
üzerimizde emperyal üniformalar var diye
kimse ayrı tutamaz bizi
kavak hışırtısından
kelimeler bize küser
biz kelama kulluktan geri durursak
hiç bir sabahı
yanımızda güneşe götürmemezlik etmeyiz oysa
hiç bir kuşun yaralı kanadını öperek otamaktan
vazgeçemeyiz
sen
bizi bir surat asımı mesafeden
gülerek görme diye eyy eskimez sevgilimiz
gülünesi şeylere ağlar
ağlanacak şeylere ağlarız habire
kökümüz menenjitli bir varilden
usul usul usumuza karışan şeytandan çok uzak
biz meleklerin yareni olmaktan
asla alıkoyulamayız
kuşlarız biz bulutlarız
bazen patlamış asbes borulardaan sokağa yayılan kanser
bazen akskallı dedenin alnında secdeden mütevellit nasır
hep gülü severiz
hep gülmeyi sevmesek de
biz iyi bir şahın
iyi piyonlarıyız
kalbimizde hiç bitmez
keder korosu şarkıları
@..
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta