Ne mezhebin alçak, ne sözün kaltak,
Sözünün edebi yok, dilinde nifak.
Ben mertin yanındayım, eğilmem korkarak.
Senin dilin karanlık benim sözüm şafak.
Sen şiir yazdım san, ben koku aldım,
Hayat bir duvar, sert ve soğuk,
Dostluk dediklerin çoğu bir oyun.
Geceler ıssız, yollar yokuş,
Ne yaptımsa olmadı, hepsi boş.
Hüzün dolu bir akşam yine,
Saçımın akına bakıp aldanma,
Yılları sırtıma aldım, giderim.
Dizimde derman yok, gözümde nem var,
Dertlerin içinde kaldım, giderim.
Yüzümün güldüğüne aldanma sakın,
Arada gözlerim doluyor,
Ama merak etme… hallediyorum.
Bir yanım suskunluğa alıştı,
Diğer yanım seni özlüyor, gizli gizli.
Bir çay demliyorum mesela,
Geçti, gitti dedim,
gitti ama geçmedi.
Sözler sustu, izler kaldı,
zamana bıraktım herşeyi.
Anılar, sanki dün gibi,
belkide en gizli aşklar yaşanır,
sessize çalar gecenin ışıkları,
gün olur duymadığın hisler kaplar ruhunu,
yinede başını alıp gitmek düşer zamana.
bir başka dolanır sevda anadoluda,
Gecelerde anlamaz ki beni,
sessizlik örter üstümü,
bir yorgan gibi değil,
bir yük gibi ağır.
Şu gönlümdeki yara,
Kimseler anlamaz halimden,
Yüreğim kırık, dert elimden.
Bir türkü düşer gam telimden,
Hazanla dolmuş baharım var.
Geceler suskun, yıldız uzak,
tatlıyı anlarsın, tuzu anlarsın,
Maviyi, yeşili, moru anlarsın,
Bir ses bölerse uykunu,
onu anlarsın,
denizi, kuşu, böceği anlarsın,
göğü anlarsın, yeri anlarsın,
Anlarsın kıymetimi vefasıza varınca,
Gözlerin pişman olur, bakar kalır ardımca.
Duyarsın sessizliği bir hüzün, bir çığlık gibi ,
Ama o vakit geçer, dönemezsin yanıma.
Sevgi dediğin ateş, harıyla yakar teni,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!