çocuktur isyanım,
bir yanı umut,
bir yanı hüzün…
dizlerim yara içinde,
yüreğim suskun.
Çöp kokan gönülde işin ne senin,
Gül arayan bülbül, dikenle yanar.
Pas tutmuş kalpte işin ne senin,
Sevgi bilmeyende umut ne arar.
Arı, bal götürür temiz çiçekten,
Dağlar, yükselir göğe doğru sessiz,
Her bir zirvesi karla kaplı, bembeyaz, temiz.
Aşılmaz sanırsın, ulaşılmaz belki,
Ama içimdeki sevda gibi dimdik, ve sessiz.
Dağlar, sır gibi saklar nice düşleri,
Yavaş yavaş adımladım,
sessizliğin yankısıyla,
boş sokaklarda, rüzgarın usulca savurduğu yapraklar gibi…
Seni bulmayı düşledim,
gözlerimde hatıraların izi,
Aşk içinde yanar her gece,
Sokaklar sessiz, yalnız ve ince,
Dolarsa gözlerin bir hatıra ile,
Ne oldu derse, darda mısın gönlüm?
Gidersen kimseler tutmazsa beni,
Buralar dar efendi, boğar beni nefesim,
Kırılmış aynam gibi, parçalandı hevesim.
Yeter be vicdansız, ne ara bu kadar sustun.
Ben sana yol oldum da, sen dönmeyi mi unuttun.
Bir gülüşün yeterdi şehirleri yakmaya,
Leyla, Mecnun’a vurgun,
Ferhat, Şirin’e.
Seven, sevdiğine vurulmuş,
Ama sen, seni sevene dargın.
Ne garip bir hal bu,
Üzüntülü değilim, huyum bu yana.
Beklentim yok kimseden, ne dün ne de bugün.
Hayat böyledir işte, alışır insan zamanla,
Kendiyle kalmak en doğru yoldur aslında.
Aslında anlatırdım da,
değişen bir şey olmaz.
Kelime kelime döksem içimi,
her cümle bir yankı gibi kaybolur sende.
Çünkü senin kalbin taş,
ne sevdayı duyar, ne de hüznü.
Seni seviyorum ,
demeyeceğim.
çünkü sen sevgiyi ziyan ediyorsun.
her sözcük savrulmuş rüzgâra,
her dokunuş eksilmiş zamandan.
ve ben,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!