Ayrılık hanında solan bir nefes,
Gönül misali kuş olur uçar heves.
Sanki sebepsiz bir dert gelir, kalır,
Felek ki her an yürekte bir kafes.
Ne yel savurur, ne bahar geri döner,
Yer ile gök dolsa sevda ve feryat,
Ayrılık içinde ömür bile vefat.
Son nefes olur faydasız her çaba,
Gözler kör, dilsizdir gönül, kulaklar sağır.
Son bakışın yakar geçer ateşi,
Yollar uzun, kalpler yaralı,
Seni sevmek neden bu kadar sancılı?
Bir umut uğruna düşeriz yola,
Bilmez misin ki,sevda hep azaplı.
Birikiyor içimde sustuklarım,
her nefes alışı bir yük gibi taşıyorum.
Gecenin en karanlık yerinde,
uyku değil, düşünceler çağırıyor beni.
Azap, sessiz bir misafir,
Çok şey istemedik ki biz hayattan,
Biraz sevinç, biraz mutluluk,
Arada bir dostlardan hal hatır,
Bir kahve fincanında saklı bir sır.
Gerisi zaten hikayenin fazlalıkları,
Herkesin bir bahanesi var sevmemek için,
Kimi korkar incinmekten, kimi kaçmak için.
Kimisi der, “Vakit değil, yollar uzun,”
Kimisi susar, kalbini kilitler her gün.
Sevda kolay sanılır, zor gelince kaçarlar,
Geldi geçti bahar ömrüm,
Bir rüya görmüş gibi.
Hangi dağda eğleştiğim,
Bir sırra ermiş gibi.
Âdemoğlu bir yolcudur,
Bu dünyaya geldim ama şansım olmadı,
Ne yaptımsa, kader yüzüme gülmedi,
Doluya koydum, almadı,
Boşa koydum, dolmadı.
Denedim, denedim, bir kaç yıl,
Gülmedi şu bahtımız,
Her yol çıkmaz sokakmış,
Kalplere kilit vurmuş,
Bu dünya zalim imiş.
Bir umutla bekledik,
sen bana bakma,
ben senin baktığın yerde olurum.
belki bir köşe başında,
belki bir sokak lambasının altında.
gözlerin nerede ararsa beni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!