Mini mini bir çocuk, akşam vakti sırtlamış bitkin annesini sırtına, tutmuş onu sızlayan elinden, zıp zıp zıplayarak, sürüklercesine götürüyordu ıslak sokakta.
Akşam vakti, tenha sokakta, sessizliği yırtıp parçalıyordu miniģin söylediği şu eski çocuk şarkısı.
"Mini mini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu..."
Hava buz gibi soğuktu. Sıkısıkıya kapalıydı pencereleri evlerin ve kimse açmadı.
Bence biz seninle sevgilim, bir narkozun etkisinde,
Gülüyoruz hiç gülünmeyecek şeylere,
Ağlıyoruz hiç ağlanmayacak.
Bilmeden yaşıyor muyuz, öldük mü?
Biz seninle.
Sencede öyle mi?
İşim gücüm mü var
benim?
Erkenden çıkarım evden, hem de öyle aheste aheste,
Alırım gazetemi köşedeki büfeden.
İyidir köpeklerle aram benim, kedilerle aram.
Bir de gevrek simit alırım kaldıysa param, bir de park bulurum kuğulu, yosun kokan.
Belki de biz öldükte kurtuldu onlar.
Belki cehennem şu düştüğümüz yerdir,
Birer zebanidir melek zannettiğimiz patronlar,
Gördüğümüz beyaz ışık, uzun tünel,
Bizi uyutan televizyonlar.
Biri bir sıcaklık arıyor dolapta, buz gibi bir ette.
Ovalıyor moraran yerlerini hiç durmadan.
Kesmek mi gerekiyor çürüyünce, düşünce elden ayaktan.
Kalan hissiyattan geriye.
İşte yaşanan budur.
Buz gibi bir su gibisin, korkuyorum içmeye.
Korkuyorum hasta edecek, şişirecek bademciklerimi bu.
Hem neme lazım, neyime benim yudumlamak öyle soğuk bir suyu şu kış gününde?
Efil efil esiyorsun sokaklarında bu şehrin, bunalmışım havasızlıktan.
Ama korkuyorum pencerelerimi açmaya.
Arada üşümek de istiyor insan ya, ne yalan söyleyim.
Meyvelerin çürüyor,
Tek tek dökülüyorlar yerlere.
Kurtlu meyvelerin.
Oysa seni dikenler aç
Toprağımızı sömüren ağaç.
Evimde geziniyor eşyalar geceleri
Kendine bir yerler arıyor koltuk, karyola, vitrin.
Uzanıyorum yatıyorum yatağıma yanıyorum, ben uyurken yürüyor yatağım, her sabah başka bir evde uyanıyorum.
Yürüyor masa, yürüyor sehpa, sandalye
İçimde durmadan bir yerler arıyor kendine kalbim, ciğerim.
Ben bu düzene sadık değilim.
Hiç bir ödüle de talip değilim.
O ödülleri sadıklar alsın.
Bize de koskoca bir yalnızlık,
Kalırsa bir iki de dost kalsın.
Bu yeter bana.
Beni hiç öpmediler küçükken.
Büyüdüm ve dudaklarımdan.
Öpmediler.
Ah şu kadınlar yok mu ah!
Çöpe atılmış ölü bir kedi kalbim.
Kaç araç geçti üzerinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!