Özgürlüğü,
göğsünde aldığım sıcaklık.
Tarumar duygulardaki yakışlık.
Üzerine kış giydirilmiş
Baharını duyumsatan
Yorulmalara değer, peş sürdüren.
Düşler sıcağa kaçamazken
Gözler aşinaya kayıyor.
Bak vefasız bak
Gönül neler sayıyor.
Sevdayı atamadım ki
Gönülü satam.
9]Ali Galipçi, Çerkez Ethemci asayişsizlikler, Çapanoğulları, Adapazarı, Düzce ayaklanmaları; Konya Deli Baş ayaklanması, 1. ve 2. Anzavur ayaklanması vs. ile Anadolu direnişi akamet uğratılıp boğulmak istenmiştir. Yine Anzavur komutalı dinci ve dinsel amaçlı Hilafet ordusu gibi karşı direnç odaklı olumsuzlukların da, dinsel, kimi cami destekli, kurtuluş savaşını akamete uğratma amaçlı bir karşı olunuşlae içinde olduğu da hemen aklımızın yanı başında olmalıdır.
Bir araçsal parça, unsur olan manevi katkınlıkta oluşmaları, hepten de, masummuş gibi görmezden gelmeyelim. Yine buradan da, tüm dinsel oluşmalar suçlu ve karşı dirençmiş gibi asla ve asla görülmemelidir. Çünkü bunlar kurtuluş felsefesinin asli unsuru değillerdir. Abartılı ve akılcı olmayan ortaya konuşlarla, bunlara pay çıkaracağız derken, oluşum muhatapmış gibi zarar görür.
Hele daha sonraki Şeyh Sayıt ayaklanması. Milli Aşiretler ayaklanması, Ermeni İntikam tugaylarının fırsatçı hareketleri, Karadeniz'de Rum Pontusçu isyanları, Demirci Mehmet Efe isyanı içinde, Anadolu hareketi nasıl başarı ile çıktı? Bu iyi bir analizin konusudur. İşte böylesi büyük ve kutsal bir hareketi, asker ya da cami bazında veya inançlı inançsız eksenli görürsek; iş, içinde çıkılmaz bir cılızlık olur.
Toplum kabullerine uygun, kaptığım
Rahatta, utanır olmadan yaptığım.
Kötü kader bana bir bedelsin,
Sana mal olmayan.
Ödevselim!
Görevselim benim.
Belki önce ödevsel oldun.
Çünkü idealindi o.
Donanıp görev alıncaya dek.
Herkes ödevini yapıtımı,
Kapalı devre döngülü
Farklıya yeniye söngülü
Her çıkmazda trajik
Bağışıklaşmamış alerjik
En usturuplu ziyandan
Gerçek:
Meşakkatine talimliyim
Duyguları sürüdüğümde
Benle örtüşen duacı.
Ansızın yüzleştiğimde
Sorulur olan.
2]Bu erimeye bu dağılmaya bu çöküşe bu felakete gidişte, sanki 1821 yılında Yunanistan ve diğer unsurların, Osmanlı içinde ulusçu ayaklanmalarının bir yansıması yok gibi düşünülmektedir. Sanki imparatorlukta kopuşların, çöküş de ve dağılma aşamasındaki, ayrılıkçı grup direnişlerinin, Osmanlıda yarattığı hezimet duygularını, bir fırsatında Osmanlıda toprak kayıplarını yeniden ele geçirmenin tutkusuna dönüşmeyeceği gibi düşüncelerden yoksun oluşlardır ki: 'İttihat ve terakki bizi savaşa soktu da battık' demenin yüzeysel eften püften anlaşılmasıdır.
Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı için, Osmanlı'nın hali hazırda fiilen sürmekte olan, Balkan Savaşı gibi bir badire içinde olmasının, süren; süreçsel bir devamı değilmiş gibi görmezden geliniyor olması da, bu mantığın; hem açmazıdır; hem kısırlığıdır; hem güya bir karşı hareketi, monte etmenin kastıdır.
4- ‘İttihat ve Terakki bizi savaşa soktu da battık’ denişindeki kusurlu düşünmenin bir diğer eksikleri de şunlardır. Osmanlı toprağı olan Irak petrollerinde ve diğer yerlerdeki enerji yataklarında, İngilizlerin, Fransız'ların, Alman'ın gözü yoktu gibi savaş nedenleri es geçilmiş! Buralara dek olan Alman, İngiliz, Fransız’lara değin vaki talepleri, yok sayılışla ittihat ve terakkiyi direk suçlamaya yönelinmiş.
Çekip çevirince,
İçindekini devirince.
Bir hoş, bomboş*
Maşuk.
Görünüşü adam




-
Necdet Arslan
Tüm YorumlarSöz söylemek önemli değil; sözü bilinçle söylemektir önemli olan.
Sayın KAYA vurgulamalıyım ki gerek şiirde ve gerekse öteki yazınsallarında sözü,etki gücü yaratacak bir keskinlikte kullanmasını bilen ender kişilerden biridir.
Şiirini okurken sözcüklerin,kendi sözlük anlamlarını da aşarak ...